duvara çizilen hüzünde solgun yüzün
eksik renkler dolanıyor ezberimde
limandan kalkan her yolcusuz geminin
izini sürer yüreğim beyaz köpüklerde inceden
alınan her nefeste bir sonbahar rüzgarı
şimal yıldızı yok olmuş gökyüzünde
küçük bir öykünün küçük kahramanı
adına adanan her gün yanıyor güneşle
kıyılara vuran dalgaların yırttığı çığlıklar
al bir fistan geçirir gecenin üzerine
rastık çekilen gözlerde yitmiş düşler
ağır aksak bir hayatın yarım kalan romanı
labirentin hiç bulunmayan köşesinde
eski günlerin eski tadı ekşimiş
kristal damlalardan bir sağanak
ellerin üşüyor mu şimdi de
girdabına düşmüş bir yalnızın sesi
içime işler en ince oyayı
bitmez ıssızlığın çıldırtan boşluğu
imbiğinden süzülür gecenin kara tonları
ağrıyan şiirin en son dizesinde hükmün
ağır ağır biter sözcüklerin büyüsü
ıslak bir ayrılık sonrasına vurulan mühür
tutsak etti sözleri…sevdalı artık suskun
küskün bir perinin içsel ölgünlüğünde
oyunlar oynuyor ihanetin cazibesi
yalan yanına bile uğramaz şehvetin
uyku saatlerinde gezinen esinler yitik
marazi bir aşk sığınağı yüreğim
askıya aldığım her düşte bir şey eksik
verandada içilen kahvenin acısı gözlerimde
içine düştüğüm her gün inlemelerde
örselenmiş ruha geçirilemiyor söz
lodosa kapılmış yine hayli uzaklarda
ümit bitmiyor durmadıkça yürek
melodide inleyen en son nota ellerinde
soğuk Şubatların kırık güneşine konuk
on dördü yine sensizliğin resmini çizdi
nü bir tablonun hüzünlü renklerinden kaçan
uzun mavi bir yolun sonunda ölüm
Kayıt Tarihi : 22.10.2005 13:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!