Sen ki yüreğimdeki denizlerin maviliklerinde
yıkadın yüzünü,ellerini
her ağlayan çocuğun yanaklarını
Kayıklar yüzdürdün
fırtınasız,dalgasız,
salına salına huzura erişmiş uykularla
Namlusu masumluğa çevrili bir zulmün
kurşunlarını soğuttun
Sonra
Kaygıları,korkuyu boğdun derinliklerinde
Meltemindeki serinliklerde biriktirdin
gülümsemeleri
Ayın kıskandığı yüzünün aksini
ilk onda gördün
Sen ki gözlerimdeki güneşin aydınlığına
astın geceleri,
Karanlıkları boyadın düşlerinin renginde
Üşüyen yüreğini tuttun,ısındın
Titremelerin memeye tutunmuş
beyazlığa erişti,
Ayazların buharlaşarak sonsuzluğa vedasını
o limanda seyrettin
Bütün gri duvarların kulağına
ismini fısıldadın dökük kabuklarından arınsın diye
ve arınmış bu davarlara çizmedin mi?
geçmişinin bahçesine ekmediğin çiçeklerin resmini
Oysa şimdi
Bir yolculuğa hazırlanıyorsun
bensizliğe sarılı yollara
Kendimi geçtim kendimden geçerek
Zaten varlığımın iflasını beyan etmişken
anlamsız duracak sözcüklere
ırgatlık yapmanın ahmaklığı
bu seferde eksik kalsın
Peki ya sen
sahi sen
Bu denizin balığı
veya bu güneşin doğurduğu sabah değilmiydin
Kayıt Tarihi : 4.5.2012 13:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)