Değerli arkadaşlarım, Sayın Mehmet Ceylanın Beyin ve Sayın Refika Hanımefendinin yapmış oldukları çalışma ışığında, şiirle ilgili düşüncelerimi öğrenmek maksadıyla, sunmuş oldukları soruların cevaplarını sizlerle de paylaşmak istedim. Değerli görüşlerinizle bana katkı sunmuş olursunuz.
Günümüz Türk şiirinin durumunu değerlendir misiniz?
Genel anlamda bir eleştiriye girmek istemiyorum. Ben kendi yazdıklarımın, benden sonraki nesillere nasıl ulaşır diye düşünüyorum. Bizim sanatsal geleneğimizle birlikte, föklörümüzün Türk Halk Edebiyatı dalında, genel yapısının geliştirip, onun kalıpları içinde gelişimi sağlamaktır.
Şiir tükenişi bunu hiçbir zaman hak etmiyor. Çağları aşıp gelen şiirleri düşündüğümde, kendi yazdıklarımı sorgulamak durumunda kalıyorum. Öğreti ve öğrenme sanatının neresinde olduğunu düşünüyorum. Kalem sahibi kişiler, mutlaka yerlerini tayin etmeliler, aksi halde yazılanlar bir hatıra olarak kalır.
Bence, Türk Dili Edebiyatı’nın gereğine göre dersimizi iyi çalışmalıyız. Yazalım amma, benden sonra gelen kuşaklara kalmasını sağlayalım. Bu açıdan baktığımda, günümüz şiirlerine zaman harcayan birçok şahsiyetin kendilerini gözden geçirmeleri gerekir diye düşünüyorum.
İnternet ve şiir dersek ne dersin?
Aslında, yazmak güzel bir duygudur. Ne zaman nerede ne işe yarar düşüncesi hiçbir zaman oluşmadan yazarsın. Bu yazma, ister internet, ister başka tür yerler de olsun hiç fark etmez. Nedenine gelince, kişinin kendine özgü ortamı önemlidir. O ortamı internette olsa fark etmiyor. Sonuçta bir gelişim söz konusudur. Bu açıdan baktığımda, kişiler eksiklerini tamamlama ortamı olarak interneti seçiyor. Haklı olarak doğru kullananlar için iyi bir seçim derim.
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende