“savuruyor hüznün portakal içi saçlarını – ne ayıp”
gibi doğruldum gecenin beni serdiği yerden.
çünkü ben seni çoktan unuttum.
Bukowski işerken dilim sahipsiz bir köpek gibi korka-korka, alelacele
bir rüzgar altını alırken alkolün kokuşmuş, artık çok olmuş elleriyle
beyitler pişirdik Hayyam’dan
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim