Dedim: Gardaş bu dünyanın hali ne?
Dedi: Sorma! Düştük zâlim eline...
Dedim: Şimdi bulunmaz mı çaresi?
Dedi: Boş ver; sen de var git yoluna...
Dedim: Olmaz! Haksızlığa susamam!
Dedi: Taştı, ben de bunu kısamam
Dedim: Acep Lokman yurdu neresi?
Dedi: Uzak! Yollar diken basamam...
Dedim: Katlan; güller için dikene,
Dedi: Buyur; kolay ise sen dene...
Dedim: Ben de çoktur onun yarası
Dedi: Bulup, merhem ile gelsene!
Dedim: İlaç bu toprakta bulunur
Dedi: Toprak elimizden alınır
Dedim: Korkma! Bende ölüm sırası
Dedi: Davul senden sonra çalınır
Dedim: Gidip bizim eli gördün mü?
Dedi: Geçtim! O batık yer yurdun mu?
Dedim: Haber: Tez gelirdi karası...
Dedi: Bir gün arayıp da sordun mu?
Dedim: Derdim büyüdükçe büyüyor
Dedi: Bundan ne vampirler doyuyor
Dedim: Yandı yoksulların çırası
Dedi: Sen de! Yoksulu kim sayıyor
Dedim: Hani bizde derman bitmezdi,
Dedi: Dağlar derman olsa yetmezdi.
Dedim: Yok mu iki yolun arası
Dedi: Olsa sürü sele gitmezdi.
Dedim: Ümit tükenmemiş duruyor;
Dedi: Kalpten can çıkmamış, vuruyor...
Dedim: Giden insanlığın firesi;
Dedi: Hakk'a yönelirsen koruyor...
16 Şubat 2009
Mustafa Usta
(Şiir: Sayın Ekrem Yalbuz (Âşık Cinasî) hocamın fikirleri doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir. Şiirin eski şekli ve hocamın değerlendirmesini hikaye bölümüne eklemeyi uygun gördüm. (Şiire katkı amaçlı bu tür şiir yorumlamalarını her zaman destekledim ve memnun oldum. Diğer okuyucu dostlar için de, değerli bir ders niteliğindeki bu yorumlamayı hikaye bölümüne eklemeyi uygun gördüm) Sayın: Cinasi hocam'a, zaman ayırıp ve emek harcayarak yazdığı bu altın değerindeki yorum için de çok teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum. Aynı şekilde kendisinin, ''bu şekilde yazardım'' dediği dörtlüğü de belirttiği şekilde düzenlemiş bulunmaktayım. Elbette bu memlekette yaşayan her insan gibi benimde kızdığım noktalar oluyor ve buda ister istemez şiire ufak tefek yansımalar yapıyor... :-)) Tekrar, tüm dostlara ve sayın hocama saygılarımla...)
Kayıt Tarihi : 17.2.2009 03:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dedim, Dedi... (Şiir deneme) Dedim: ''Gardaş bu dünyanın hali ne? '' Dedi: ''Sorma! Düştük zâlim eline...'' Dedim: ''Şimdi bulunmaz mı çaresi? '' Dedi: ''Boş ver; sen de vargit yoluna...'' Dedim: ''Olmaz! Haksızlığa susamam! '' Dedi: ''Taştı; Ben de bunu kısamam...'' Dedim: ''Acep Lokman yurdu neresi? '' Dedi: ''Uzak! Yollar diken basamam...'' Dedim: ''Katlan; güller için dikene,'' Dedi: ''Buyur; kolay ise sen dene...'' Dedim: ''Ben de çoktur onun yarası'' Dedi: ''Bulup, merhem ile gelsene! '' Dedim: ''İlaç bu toprakta bulunur'' Dedi: ''Toprak elimizden alınır...'' Dedim: ''Korkma! Ben de ölüm sırası'' Dedi: ''Davul Senden sonra çalınır'' Dedim: ''Gidip, bizim eli gördün mü? '' Dedi: ''Geçtim! O batık yer Yurdun mu? '' Dedim: ''Haber! Tez gelirdi karası...'' Dedi: ''Bir gün arayıpta sordun mu? '' Dedim: ''Derdim büyüdükçe büyüyor'' Dedi: ''Bundan ne vampirler doyuyor'' Dedim: ''Yandı yoksulların çırası'' Dedi: ''Sen de! Yoksulu kim sayıyor'' Dedim: ''Hani; biz de derman bitmezdi? Dedi: ''Böyle halk sırt üstü yatmazdı'' Dedim: ''Yok mu? İki yolun arası...'' Dedi: ''Pula, Kimse Îman satmazdı! '' Dedim: ''Ümit tükenmemiş duruyor; '' Dedi: ''Kalpten can çıkmamış, vuruyor...'' Dedim: ''Giden insanlığın firesi; '' Dedi: ''Hakk'a yönelirsen koruyor...'' 16 Şubat 2009 Mustafa Usta DEDiM – DEDi Böyle karşılıklı konuşma şeklinde yazılmış koşmalara MÜRÂCAA deniyor. Mürâcaalar; halk edebiyatında söyleşi şeklinde, divan edebiyatında sorulu/ cevaplı olarak yazılıyor. Bendeniz; hatırımın, nazımın geçtiği kişilerin sayfasından iki övgü sözü ile ayrılmak istemem. Yanlış gidene de “çok güzel, devam et” diyemem. Mustafa Bey, gerek şairliği gerekse dostluğu ile çok yakın hissettiğim bir arkadaşım. Onun için özelden yazmak yerine görüşlerimi paylaşmak için bu sayfayı kullanmayı uygun gördüm. Hoşgörüsü için şimdiden teşekkürler. Şiir, bir defa samimi bir söyleşi. Saf, duru ve akıcı. Dil güzel. Kendisi ile ilgilenmeyi zorunlu kılan güzellikleri var. Aynı zamanda güncel ve toplumsal içerikli. Hece şiirinin ustasını yürekten kutluyorum. Şimdi şiire, biraz daha yakından bakalım. 1.Başlık öyle virgüllü olmamalı. Parantez içinde (Şiir deneme) de olmaz. Bu bir seyahat yazısı, hâtıra veya hikâye değil ki. Şiir olduğu zaten belli. Demek ki parantez içinde (Deneme) demek yeterlidir. 2. Kelime yazımları yönünden; oldukça emek verilmiş olmasına ve azami itina gösterilmiş olmasına rağmen, dalgınlık veya klavye hatası olarak: vargit değil, var git Dedi: ''Taştı; Ben de bunu kısamam...'' değil, Dedi: Taştı, ben de bunu kısamam Dedim: ''Ben de çoktur onun yarası'' de bitişik olmalı. Dedim: ''Korkma! Ben de ölüm sırası'' de bitişik olmalı. Dedi: ''Davul Senden sonra çalınır'' dizesinde S küçük olmalı. Dedim: ''Gidip, bizim eli gördün mü? '' dizesinde –ip’ten sonra virgül olmamalı Dedi: ''Geçtim! O batık yer Yurdun mu? '' Burada (Y) küçük olmalı. Y küçük olursa; sıla, köy, el, diyar, ev bark anlamında olur ki anlamı daha da zenginleştirir ve güzelleştirir. Özel isim olarak algılarsak şiirdeki estetiği götürür. Dedim: ''Haber! Tez gelirdi karası...'' Burada ünlem olmamalı. Belki iki nokta olabilir. Dedi: ''Bir gün arayıpta sordun mu? '' Burada (arayıp da) şeklinde yazmak lâzım. Dedi: ''Böyle halk sırt üstü yatmazdı'' Bu dizede durak yok. Çaresine bakacağız. Dedi: ''Pula, Kimse Îman satmazdı! '' Bu dize şiirin negatif dizesi. Bir defa ifade yanlış. K ve İ küçük olmalı. İman özel isim değil, mânâ ismidir. “Dedi: Kimse, pula iman satmazdı” şekli daha kurallı. Bu dizeye anlam yönünden de bakacağız. 3. Ayrıca biçim yönünden şunu da söylemeliyiz. Şiirdeki bütün tırnak işaretleri kaldırılmalıdır. Şiire ekstradan bir yük ve hatta kirlilik veriyor. Başkasından alıntı bir şiir değil. Dese de dedirtse de sözlerin tamamı şairin kendisine aittir. Diğer noktalama işaretleri yerli yerinde olarak gözüküyor. 4. Şimdi biraz da anlam yönünden bakalım. Şiirin en etkili ve sanatlı dörtlükleri bence şunlar: Dedim: ''İlaç bu toprakta bulunur'' Dedi: ''Toprak elimizden alınır...'' Dedim: ''Korkma! Ben de ölüm sırası'' Dedi: ''Davul Senden sonra çalınır'' Dedim: ''Gidip, bizim eli gördün mü? '' Dedi: ''Geçtim! O batık yer Yurdun mu? '' Dedim: ''Haber! Tez gelirdi karası...'' Dedi: ''Bir gün arayıpta sordun mu? '' Dedim: ''Derdim büyüdükçe büyüyor'' Dedi: ''Bundan ne vampirler doyuyor'' Dedim: ''Yandı yoksulların çırası'' Dedi: ''Sen de! Yoksulu kim sayıyor'' İşte bu kadar. Şairin görevi teşhistir, tedavi değil. Teşhis konulmuştur. Göndermeler tamamdır. Şiirin bir de şiir içinde yetersiz kalan dörtlüğüne bakalım. Dedim: ''Hani; biz de derman bitmezdi? Dedi: ''Böyle halk sırt üstü yatmazdı'' Dedim: ''Yok mu? İki yolun arası...'' Dedi: ''Pula, Kimse Îman satmazdı! '' Bu dörtlükte şiir dilinin dışına çıkılmış ve aynı zamanda anlatım hatası var. Bunlardan daha önemlisi isnat var, yargısız infaz var. Bu şiir, edebiyat kitaplarında yer alsa şimdi olmasa bile ileride sorarlar. Sayın şair; siz hiç imanı gördünüz mü? Nedir, nasıldır, kimdedir söyleyebilir misiniz? Para; madde, iman; mânâ. Bu ikisinin nasıl el değiştirdiğini ne ile tespit ettiniz. Sığ siyasetçilerin söylediklerini siz nasıl söyleyebildiniz. (Gerçi ben Sayın Mustafa Bey’i tanıyorum. Ne şahsına, ne şahsiyetine, ne de imanına kimse toz konduramaz.) Burada demek istediğim şudur: Şairler, düşünce ve görüş ayrılıkları nedeni ile insanlar arasında ayırım yapmaktan ısrarla kaçınmalıdır. Şair, olaylara bir taraftar gözü ile değil, hakem gözü ile bakmalıdır. Siyasete asla tenezzül etmemeli, siyasetçiye yol göstermelidir. Doğrusunu elbette ustası bilir. Ancak bu şiiri ben yaz(abil) miş olsaydım o dörtlüğü şöyle yazardım: Dedim: Hani bizde derman bitmezdi, Dedi: Dağlar derman olsa yetmezdi. Dedim: Yok mu iki yolun arası Dedi: Olsa sürü sele gitmezdi. Umarım okuyucu arkadaşlarım yazdıklarımı yadırgamazlar ve bana kızmazlar. Sıcak ve samimi bir konak bulunca oyalanıyorum işte. Çok teşekkür Mustafa Bey, Güçlü kalemini kutluyor, güzel yüreğine saygılar, sevgiler gönderiyorum. Âşık Cinasi (Ekrem Yalbuz)
![Mustafa Usta2](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/02/17/dedim-dedi-deneme.jpg)
Sizi bu güne kadar görmediğime üzüldüm.
Çağlayan yüreğiniz susmasın.
Tebrik ediyorum.
ŞU ANDA MUHTEŞEM, İLİM VE MARİFETİN İMBİĞİNDEN SÜZÜLMÜŞ, RUHA İŞLEYEN İFADE, MANA DERİNLİĞİ VE TEŞBİHLERLE EMSALSİZ İNCİLER GİBİ DİZİLMİŞ NADİDE BİR MANZUME OKUDUM..
ŞAİRİ GÖNÜLDEN KUTLUYOR, KIYMETİ HAİZ OLMAYAN 100 PUANLA SELAMLIYORUM.
KALEMİNİZ NUR, İLHAMINIZ GÜR OLSUN..
100+ANTO..
SAYGILARIMLA...
üstada saygılar sanada başarılar dileirm kardeşim
gurbetten sılaya
selam ve dua ile...
TÜM YORUMLAR (17)