Dedemden Hikayeler -2-
Bu topraklar neler gördü oğlum neler!
Bakma şimdi öyle atıp tuttuklarına,
o harp yıllarında,
kurtuluş savaşı sonrasında
bu toprağın dili olsada bir konuşsa dedi Dedem..
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu topraklar neler gördü oglum neler
Bakma şimdi böyle atıp tuttuklarına
Eskiden..
Eskiden derdi Dedem
Harp yıllarında
kurtuluş savaşı öncesi, sonrası
bu topragın dili olsada konuşsa
Oturdugu Sedirden,
ecik yana kayarak eliyle, çök dedi.
Yaz Kış giydigi yamalı çeketin sag cebinden
buruşuk peşkiri avucunda,
agzını gözünü silip duvara yaslandı
boslukta kaybolan haliyle
„O vakitler buralara
Teali Islam Cemiyetinden birileri geldiydi
Iskilipten,
Iskilip aha şoorda iki adımlık yol
Kılıgı kiyafeti iyi adamlar..
Adımı?
Adına Iskilipli Atif hoca derlermiş.
Köy odasında, tan vaktine dek konuştu.
Herhalım, yanında dört kişi vardı ellaam.
Unutuyok oglum, yaş işte.
Hoca tek tek gözümüze bakarak,
“Ey millet, din iman bitti, kafirler orda burda
eşkiyalık yapar oldu, Ingilizi kızdırdılar
Yunanı başımıza musallat ettiler,
Sebebi Mustafa Kemal diye biri
tutmuş ingilize savas açmış,
Otur oturdugun yerde,
sana ne? Sana ne oluyor degilmi?
Büyükler varken, burnunu ne sokuyon bilmedigin işlere! !
Bu asilere,eşkiyalara ders verme zamanı geldide geçiyor bile.
Harp vaktinde oglunuz kızınız ölecek
kardeşlerimizin öldürmesine müsade etmeyin.
Ben, bu lafları kendimden uydurmuyorum
Padişah´ımız..
deyi demez
hepimiz can havliyle ayaga fırlayıp,bagırdık
Padişah´ımız çok yaşa
birden odaya korkulu gözlerimiz doldu
söze girdi hafiften
Allah´ın emri, sonra Padişah´ımızın
Bu bir buyruk
bir ferman
derdimize derman
çarıkları çitiyip yollara düş eyy ahali,
Mustafa Kemal hainini vurmaya......
Sesi gittikce emrediyordu
Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır
Hiç de zararlı bir topluluk degildir
Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara´dadır.
Mandacılık kötü diyenlere yüz vermeyin,
koymayın köylere, taşa tutun
enselerinden tutup, kafalarını kesin.
Unutman, bize tek yunan yardım edebilir
Ingilizide güvenin….
Bize daha neler anlattı bu Hoca
Oglum, çogumuz inandık
Adamları yedirip içirdik,
aramızda topladıgımız, yün, tiftik deriyi bir Katır´a yükleyip
Iskilib´e gönderdik.
Gittiler, gittilerde dertleri bizde kaldı.
Emmim bana,
Dayım Emmime,
Babam Anama, Dedem hepimize vurdu
Evimiz sanki Akrep,Yılan istilasina ugradı
bagrıltı, homurtu
bilhassa sinkafli küfürle
kimimiz Mustafa Kemal´a
kimimiz Iskilipliye sayıyorduk.
Rıza emmim tövbe tövbe, cık, cık diyerek
odadan odaya sövdü..
Iskilipli her seferinde Hilafet ve halifelik bitecekmi?
Buna izin verecekmiyiz eyy müslüman?
Padişah hazretlerimiz........
O Padisah diyor
Biz tek agızdan
Padişah´ım çok yaşa.. gözümüzden yaşlar gelmeye başladı.
Odada sanki sel yürüdü..
Aglayan,tepinen, bagıran,
Allah seni inandirsin, ortalık kel Ali´nin bagina döndü..
Işte oglum o Iskilipli giderken, evimizin içine ederek gitti.
Eskiden el ele verdiklerimizin kollarından bıdadık.
O buraya geldikten sonra.
Sonra mı?
Sonra Harp oldu.
Cephede yaralandım,dizkapagımdan
kurşun gelirken ayagım taşa takıldı, kaçamadım.
Onun uçun topallıyom oglum..
Yeni yetmeler, topal topal diye arkamdan gülerek bagrıyorlar.
Gözleri doldu, yana çevirdi gözünü..
Peşkiri yüzüne doladı.
Ne Babayigitler öyle upuzun,yan, yüzüstü, sirtüstü yatarak
kan akıttı oluk oluk
Türkü, Kürdü, Arabı,
Lazı çerkezi.
Kıtlık yılları gördük oglum, çarıklar eskiyince onları yerdik.
Bıdadıgımız o kollarla, nasılda sarmaş dolaş olduk cephelerde.
Bayragı yerlere hiç düşürmedik
Duydukki iskilipli meclisin orada bir çarşıda asılmış..
Gavurları yenerken....
lafının arasına girdim,
„Dede onlara Emperyalist diyorlar.“
-Ne diyo?
-Emperyalist
-Kim diyo?
-Mustafa Kemal..
-Işte onları onun sayesinde yendik
komadık ne şehitlerin nede gazilerin ahını
Bizler, şavasınan büyüdük oglum,
sana iki nasihatım olacak iyi dinle.
Vatana sahip çıkın, karıncayı bile yetim koymayın.
Ne çok insanımız öldü o vakitte ne çok, bir bilsen
yetim ve dulların acısında saklı o agıtlar
şimdi kim bilir hangi dagın ardında
kıvrım kıvrım giden çaylara dökülerek avazlanır?
Birde oglum,
en çokta hainlere dikkat edin
Okuyun oglum okuyun
okuyun ki
dünya temiz, dünya güzel olsun..
Dedem, gözüne duran yaşa peşkirini tuttu
bogazı kurudu, iki yudum su içip
titrek sesiyle mırıldanmaya başladı.
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Şimdilerde 'İskilipli Atıf' namındaki o hainin ismi okullara., hastanelere verilmeye başlandı., hilafet ve halifelik yanlıları tarafından... Bu utanç bize yeter...
kaleminize sağlık sayın Haydar Metin...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta