Ah be dedem benim atam
Ne çok şey anlatırdın, ne çok nasihat
Bilmediğim ne çok şey varmış
Ve hepsi yaşanırmış bu hayatta
Bilmediğim ne çok şey yaşanmış
Doğduğumu bildiğim bu evde
Tahta merdiveninden tut
Say say bitmezmiş belki ocak başında
Hatta belki de alt kattaki ahırda
Ben hiç bilmezmişim senin yalnızlığını
Hep zannederdim ki sen hep dik, hep katı yürekli
Taştan mı kayadan mı derdim yüreği
Eskiden ne kadar heybetliydin
Sesini duyan bir toparlanırdı bahçede
Şımarmaya korkardım
Çocuk olmak yoktu senin zamanında
Çocuk şıartılmazdı nazlanmazdı
Sevmek ayıptı, sarılmak ayıp
Böyle görmüş, böyle yetişmiştin
Sevmeyi bilmemiş utanmış
Sevilmeyi bilmeyen nasıl bilsin ki sevmeyi
Böyle görmüş böyle de yapmıştın
Hep dik, hep soğuk, hep uzak
Ne zaman ki büyüdük sen yaşlandın
Biz bildik sevmeyi sevilmeyi
Öğretemezsin ki artık öğretilemez ki
Sarılınca sana o koca yürekli soğuk adamın
Nasıl yanlız, nasıl sevmeye sevilmeye hasret
Ne kadar aciz, gözleri dolu dolu
Ağlamaya utanıyordu besbelli
Yıllar nasıl insanı aciz kılıyor
Icindekini dışa vuruyor bedenin
Ne çok seviyorum bir bilsen seni
Hiç ayrı tutmadım babamdan
Belki de daha çok sevdim seni
Ama diyemedim hiç söyleyemedim
Ne sen birşey söyleyebildin ne de ben
Ta kii sen beni sadece hissedebildiginde
Ben ellerini elime aldım öptüm kokladım
Söyledim seni ne kadar sevdiğimi
Bilmiyorum ama belki duydun
Belki hissettin beni
Keşkeler olmasaydı bu hayatta
Eminim bende söyler sende duyardın beni.
Ayşe Dada Yılmaz
Kayıt Tarihi : 9.4.2023 03:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Büyüklerimiz aslında bizim çocukluğumuz onlar gidince bizde büyüyoruz işte asıl içimizi acıtan acaba onlara olan özlem mi yoksa çocukluğumuza özlem mi yada masumiyetinize mi yada onlarla yaşanabilecek ne çok şey ne çok zaman varken yasayamadiklarimiza mı vicdan yapıyoruz da bu yüzden mi bu kadar içimiz yanarak hasretimizi dile getiriyoruz acaba bilemedim...
Teşekkür ederim Hasan Bey bi mukabele
TÜM YORUMLAR (4)