Tarih binüçyüz ondört'tü bir vakit
Vardım gurbeti diyara Dedecan.
Felek vurdu ayağına götürdü
Çıldır'dadır ser Suhara Dedecan.
Vardım Suharaya azmi geharlı
Dört yanı müzeyyen resmi şeherli
Bir ejderha gördüm zehmi zeherli
Vurdu yüreğime yara Dedecan
Yüreğin ki yandı ciğerim pişti,
Sohbete başladı aklım da şaştı.
Ele bildim derya ummandı coştu,
Tacüp kaldım bu hünere Dedecan
Ele hüner olmaz hünkar beyinde,
Açıp bayrağını sancak öğünde,
Beşyüz pençe gördüm en küçüğünde,
Mansur dek çektiler dara Dedecan.
Dar'aki çektiler halime baktı.
O nece mühürdü kaddimi yaktı.
Olunca metahım harice çıktı,
Giyindim eğnime kara Dedecan.
Kara ki giyindim düştüm amana.
Keşke gideydim Hind'e Yemen'e.
Bir serçe neylesin murg-u Semen'e
Yel dokundu şem fenere Dedecan.
Alıştı fenerim böyle yanarım,
Gittiğime pişman oldum dönerim.
Kendi vatanımda öksüz sanarım,
Olmadı kimseden çare Dedecan.
Çare ki olmadı derdime billah,
Böyle Aşıklara etmez eyvallah.
Zülali'ye yardım eyledi Allah,
Düşürmedi imtihana Dedecan.
Kayıt Tarihi : 29.5.2015 18:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!