Elimde bir şemsiye,
Ve bir yelkenli yüreğimde;
Yağmurlar yağıyor,
Açılıyorum ufuksuz denizlere,
Sensizliğin debisi yükseliyor içimde,
Seni düşündükçe …
Kaybolmuş yok ki rotam,
Nede yelkenim tamam,
Yırtık bir yelkenim var,
Ve bir sandalım tahtadan …
Hem cahilim, hem fakir;
Atmışım kendimi görmeden hakir,
Bende üfler olmuş Sur’unu İsrafil…
Aşka kanıp kendimi Nuh sandım,
Yetmedi tahta sandalımı gemi yaptım,
Bende ki yangın-ı deryana saldım,
Boğulmaktayım, tutuşmaktayım ve yandım…
İçimde debilerin yükseliyor,
İçimde ölüm çanları çalıyor.
İsrafil son kez Sur’unu üflüyor,
Sen, kıyametim kopuyor!
Ve ruhum yenik düşüyor;
Ufuksuz denizlerinde,
Kahverengi gözlerinde…
Ve uyanıyorum;
Bir şemsiye elimde,
Yağmurlar yağıyor
Soluksuz yürüyorum…
İbrahim Nazım Ülker
Ocak-Mart 17 2006
Kayıt Tarihi : 18.3.2006 22:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirlerinizde çok farklı bir tını var...bir giz belki... oldukça seçkin anlamalr yakalıyorum... selamlar...
TÜM YORUMLAR (1)