DE HELE BANA
.
Bu fani âlemin derdi de fani,
Kalıcı dert var mı? De hele bana!
Kederin, elemin hangisi bani?
Kalıcı dert var mı? De hele bana!
.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Kader konusu ve ruh konusu dinin en girift mevzularındandır Mehmet bey kardeşim. Çünkü Allah bu mevzuda bizlere pek fazla bilgi vermemiştir. Ayrıca; Resulullah-sav- kader konusunun tartışılmasını ashabına yasaklamıştır. Yani kader konusuna hiç girmemek daha evladır.
Selamünaleyküm Cihat Şahin Beyefendi.
Bu değerli açıklamanız ve katkınız için çok teşekkür ederim. Yontulmamış ağaç parçası sadece "odun"dur.
Yontulduğu ölçüde istenilen şekle veya nesneye dönüşür.
Sizin yapmış olduğunuz eleştirileri/açıklamaları da bu çerçevede değerlendiriyor, oldukça da istifade etmiş oluyorum.
Bu nedenle çok teşekkür ediyorum.
"Pir-î Fanî der ki; gamı, kederi,
Ruha mekân değil kemikle deri!
Hakk’ın takdirinde kulun kaderi,
Kalıcı dert var mı? De hele bana!"
Bu dörtlükte her ne kadar "kader" kelimesi geçmiş olsa da kaderin tartışılması veya tartışma konusu olması asla düşünülmemiştir. Aksine, kulun kaderi Allah'u Teâlâ'nın takdirinde; "yani dilediği gibi lütfeder ve dilediği gibi kadir buyurur" denilmiştir.
Yine aynı dörtlükte "gam ve keder"in bedene verdiği eza ruh ile ilişkilendirilerek kulun imtihanı vurgulanmak istenmiştir.
Şiirin tamamında anlatılmak istenilen ana fikir her halükarda bütün dertlerin tek tabibinin Allah'u Teâlâ olduğunun anlatılmasıdır.
Selam ve duam ile Allah'a emanet olun.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta