Dayımın Romantizmi Şiiri - Mahmut Nazik

Mahmut Nazik
3919

ŞİİR


55

TAKİPÇİ

Dayımın Romantizmi

DAYIMIN ROMANTİZMİ

Bilirsin, Kara Musda Dayım romantik bir adamdır. Haksıza, hirsiza, huysuza, rüşvetçiye, soyguncuya, nanköre sövdüğü kadar paylaşmayı da sever hani.  En çok da sigara içmeyi...

Nasıl yapar bilmem, Kaçağı yaktımı derin bir nefes alır dumandan. Sonra üflemeden geri koyuverir; ağzından soba bacasından çıkar gibi çıkan dumanı burnuna çeker, oradan tekrar nefesine, tekrar ağzına, ağzından tekrar burnuna dolaştırır durur. O dumanın, nikotinin bir mikrogramını heba etmez sizin anlayacağınız.

Ha bir de güzel yük götürür dayım. Bir deste (ekin balyası) çekişi var ki bin kere maşallah, önünden geçerken koca bir dağ geçiyor sanırsın.

Gördüğü şeye bir başka gözle bakar o; Onun gözünde çiçekler, dağlar, taşlar, dereler, pınarlar önündeki yarpuzlar Yaratanın ta kendisidir. Bir yıldız kaysa bambaşka bir şeyler görür onda. Duygusallık, sevi allah onda vergisi. Okuma yazması yok; ümmi bir derviştir işte.

En büyük itirazı, güzelle çirkinin; iyiyle kötünün kaderinin bir yazılması. Hep Rabbül Alemin'den bunun müsebbibine, hesabını, sebebini, keramatinİ  sormak ister.
'Hele o felekle bir karşılaşıyım; o benim namazımı, orucumu sormadan önce, benim de soracak çok sorum var ona' der hep.

 Bizde tarlalar taşlık kepir tapir olduğu için, ekin orakla biçilir. Yaz gelince o tarladan öbürüne göçülüp; çoğu açık hava da bir ağacın dibi yurt tutulur. Akşamları nasıl  güzeldir bir bilseniz. Yıldız yağar üstüne sanki. Mavi yıldız, sarı yıldız.  Kayan yıldızlar dersen... tarifsiz bir duygu.. Ay, ayna, kalaylı kap gibi. Açık havada yatıldığı için, gökyüzünü milyonlarca miluo yıldızı ve o kahkaha atan dolunayı; göz kırpan yıldızları, tebessum eden hilali izlerken her derdini unutur; daha bir seversin yaratanı.

Ayşa nenemle (biz yengeye nene deriz) dayım akşama kadar ekin biçmişler.  Yorgun argın eve gelince; onca yorgunluğun, hılç olmuşluğun üzerine ekmek yap, yemek pişir,  çocuğu uyut; yorguluktan zavallı kadının hırıbığı çıkmış.

Eh dayım erkek ya, akşamları bir işi var, o tütün sarmakla, ağzınadan burnuna duman dolaştırmakla  meşgul. Bir de güzellerin yazgısına, zalime zulüme; emeksiz zengin olana, varlığı gücüyle çirkin olup da gözeli alana söver.

Kadıncağız yorgunluktan düşüp kalmış. Bir zaman sonra gece yarısı, Dayım nenemi dürter:
-  Gak ulan avrat,  gak hele!
Zavallı Ayşa nenem korkuyla, şok halinde uyanır...
- Ne var Gara Musda ne oldu ülen.. canavar mı geldi?
- Gak ulan, gak da bicaz (bir kez) şu göğde ıldızları bir seyret...  
- Ne gızı ülen bizim gızımız felan yok burda.

- Saman yolu avrat ,saman yolu, ülker.. 

- Hangı samanlığın yolu ülen ne olmuş ülkeye?
 Ayan herif delirmiş mi ne!

-Ülker yıldızı ülker ülker yıldızı
-Öküzü mü

Gidi yere giresicenin öküzü , ne olduysa eyi olmuş;  gündüz beni süsdüydü zati.

 Dayımda hayal kırıklığı:
- Benimki de laf. Ne anlar dinini imanını …min Dıttır Ebe’sinin gızı aydan, yıldızdan... Ülen avrat gak da şu börtü böcek, guguk, gecenin sesini, yaylanın nefesini bir dinle hiyerif. Ölünce mahşere kadar uyuyacaksın işte.
 
  Mahmut Nazik 11 12 2015 Mersin

Mahmut Nazik
Kayıt Tarihi : 11.12.2015 16:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mahmut Nazik