Ve canlıymışçasına, hergün onu sulardı.
Yağız tenindeki su buharlaşsın diye
Düğmeleri en bıçkın küfürlerle açardı:
Çiçekçiydi, yaprak bitlerini öldürmeyen.
Fotoğrafçı, savaş yıllarına rötuş yapan.
Meddahtı, her akşam eve gülüc
..........
..........
Kayıt Tarihi : 25.9.2002 10:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Cengizkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/09/25/dayim-gul-takardi-gomlegimin-yakasina.jpg)
saygılar
Şiirin şairi ile erişebildiğimiz bilgiler birbirini tutuyorsa ki, aynı kişi olduğu kanaatiyle yazıyorum, şair bir ilim adamı ve aynı zamanda dekan.
Hiçbir şiir, şairinin kişiliğiyle çelişmez. Genellesek de sonuçta kişi, kendi kimliğinden, kişiliğinden, hayata bakışından, en azından gözlemciliğinden mutlaka bir şeyler katar şiire.
İyi bir gözlemci ve iyi bir değerlendirici ise, gerçekleri yazmaktan ve söylemekten de kaçınmaz, çekinmez.
Her şeye rağmen ülkemiz de güllük gülistanlık değil.
Dünyada hiçbir ülke, şöyle ağız tadıyla yaşanılası bir yer olamaz. Çünkü insanın yaşadığı her yerde, insan görünümlüler de olacağına göre, sadece güzelliklerden ve iyiliklerden bahsetmek mümkün olmaz. AŞAĞIDA VERECEĞİM ÖRNEKLERLE BU CÜMLEMİN UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ OLAMAYACAĞINI DA PEŞİN PEŞİN BELİRTEYİM.
*
Bir de son iki dizeden birincisinde olması muhtemel bir harf hatası bana şöyle bir soru sordurttu.
“Dayım gül takardı gömleğinin yakasına”
Gülü takacak olan dayısı mı, yoksa dayısı mı şaire gül takardı?
Şiirin başlığı farklı diyor.
“Dayım Gül Takardı Gömleğimin Yakasına”
Dayım, seni görse, seninle gururlanır ve senin yakana gül takardı. Şair dayısının kendi yakasına gül takacağından bahsediyor.
Umarım yanılmıyorum.
*
Hani fakir edebiyatı diyoruz ya…
Hani yıllardır şairlerin ve romancıların kaleminden kara mürekkep akıyor deriz ya…
Hani, hiç bu ülkede güzellikler, doğruluklar, gelişmeler, ilerlemeler yok mu kardeşim, biraz da bunlardan bahsetseniz, deriz ya…
Güzel de, önemli olan kötülüklerin de, zorlukların da, olumsuzlukların da dile getirilmesi; problemlerin, sıkıntıların tespitle ortaya konularak yok edilmesine çalışılması gerekmez mi?
Ali Cengizkan, hayatın bir yönünü, hem aile içi, hem psikolojik, hem sosyolojik bakımdan gözlemleriyle değerlendirmiş. Farklı bir bakışla, farklı bir üslup ve farklı bir tarzla…
Bizim alıştığımız, okumayı düşlediğimiz şiir kalıplarına uymasa da, kendi anlayışını, gözlemlerini şiir şeklinde dile getirmişler.
Şimdi, şiire çizilmiş kalıplar dışına çıkılırsa yazılanlar şiiri olmaz mı? Biz de kalıp dışı olacağı için şiirimsi diyelim, bu bazı anlayışları, görüşleri biraz rahatlatacaksa eğer.
*
Türkiye’mizle, insanlarımızla ilgili çok kısa birkaç istatistikî bilgi vereceğim.
TÜTÜN TÜKETİMİ:
“Dünya genelinde tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda 6 milyon (6.000.000) kişi ölmektedir.
Ülkemizde bu sayı yılda 100.000 kişidir.
Tüm ölümlerin %23’ü tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle olmaktadır.
Dünyada 15 yaş üzeri nüfusta 1.2 milyar kişi tütün kullanmaktadır (her üç erişkinden biri).
ÜLKEMİZDE 15 YAŞ ÜZERİ 16.000.000 KİŞİ TÜTÜN KULLANMAKTADIR.
*
ALKOL KULLANIMI:
SAĞLIK BAKANI MÜEZZİNOĞLU da alkollü ve uyuşturucu içki kullanımı ile ilgili istatistikî bilgiler verdi.
TÜİK rakamlarına göre, alkollü içki kullanımının;
2008'de yüzde 10,9,
2010'da yüzde 12,6
2011'de yüzde 14,3
… rakamına ulaştığını belirten Müezzinoğlu, yıllara göre kişi başı alkol kullanımda ise önemli bir artış gözlemlenmediğini kaydetti.
…
*
2011 YILI BOŞANMA SAYILARI:
TOPLAM BOŞANAN: 120 117
GEÇİMSİZLİK: 116 153
DİĞER SEBEPLER : 3964
***
Ülkemizde 16.000.000 insanımız sigara içmekte.
2011’de içki tüketimi yüzde 14,3 (nüfusumuzu 70 milyon olarak düşünürsek) ortalama 10.000.000 (10 milyon) insanımız alkollü içecekler kullanmakta.
2011 yılında toplam boşanan 120 117 ve bunun çok büyük bir oranının boşanma sebebi “GEÇİMSİZLİK” 116.153 insanımız boşanmış.
Efendim, şimdi bu kadar farklı bir yaşam tarzını kabullenmiş, isteyerek veya mecburiyetten ayrılmış (kimse zevk için boşanmaz ya) insanımızı ve bunların yaşadıkları hayatı görmeyelim mi?
İyi örnek doğru olandır.
Bekriler ezana saygı duyuyorlarsa, bu bile çok şeydir.
Olumsuzlukları görmezden gelerek, doğruları ve güzel olanları göremeyiz.
Olumsuzlukları yok saymak, her şeyin güllük gülistanlık olması demek değildir.
Önemli olan yanlışların, sıkıntıların, olumsuzlukların tespiti ve giderilmesi yollarının aranması ve sonuçta da giderilmesidir.
Şiirde de bu gibi olumsuzluklara atıf var.
Farklı bir şiir, farklı bir anlatım.
Sevgi ve saygı ile.
Hikmet Çiftçi
17 Haziran 2013
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (4)