Dayı, oğlun sigara...
Yarın, yoksul bir gecede dayım öldü. Dayım öldü ve ben babasız büyüdüm. Velev ki, babasız büyüdüm ben; baba oldum zibilyon babasıza. Şehitliğe denk, öldü dayım ve "Allah böyle istedi!" dedi anne kırlangıç. Dün, çiçekler dökülürken kırlangıç da öldü. Dahası mı, buna en çok La Fontaine güldü. Yavruları çolak bir evin iki samanında, üç kırlangıç, sevgili kedi beyler "meze" dediler varlığına. Mahalleden çocuklar misket savurdular kedinin yılandan aç kuyruğuna. Kedi kör bakar oldu dünyaya-ki miskettir gözleri- nana bir kap ılık süt koydu sonbahara. Annem "Allah böyle olsun istemedi!" dedi körbademgözlü kedilerden beye. Kelamı da edilmez ama, Nanaiçkimi hangi vakit yanlış söz söyledi? Gözümde büyüttüm çocukluğumu; ben kahveden çıkmadım, karım komşudan. Soğuğu Sibirya'dan önce nitrojende tanıdım, tek celsede boşandım soluğumdan. Üstelik Plüton, o cüssesine rağmen artık gezegen değil; benim bu cüsseme rağmen omuzlarım dünyaya panzehir. Murphy "bir şeyin olma olasılığı varsa, o şey eninde sonunda olur!" dedi. Anne... Anne! Allah aşkına şu ölümü çay bardağına bırak da, artık doğruyu söyle! Ben, dayım mıyım?
Onur Ömür ÇağlarKayıt Tarihi : 14.3.2019 15:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1999, 17, 2018, 12
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!