Dayanıksız Şiir

Mustafa Necati Yıldırım
19

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Dayanıksız Şiir

Yok, dayanmadı küçük karaşın kalbi...
Ne zamandır, ne kadar da hızlı atıyordu, göremedi kafesin de onunla bir attığını...
Ki kalbi attıkça esner, derin nefesleriyle büyür, gelişirdi durmadan;
öyle ki, bir an gelip ince pirinç kafesin tellerinin
birer ikişer kopup paramparça olduğunu asla anlayamayacak kadar...

Yok, yaşlı ruh bilemedi. Bilmek istemedi.
Evler içeri değil dışarı kurulur, bir türlü göremedi.
Zamanla sertleşmiş hoyrat ellerinde her daim kanatmaya hazır keskin tırnakların
kendi ince derisini yırtıp yüzeceğini bir türlü sezemedi.
Hayat bilgisi orada bitti.
Çoktan unutulmuş aşk hortladığında, bir an için eli varmadığında, kıyamadığında, kırdığının kendi ruh aynası olduğunu bilerek yok olmayı tercih etti.
En azından o an için ağlamadı.
Bu da bir yanıyla hırpalanmak ahlakı…

Yok yok! Küçük kuş göre isteye yok etmeyi tercih etti.
Bir noktadan ötekine uçarak gidebilmek gibi, yaradılış gereği...
Şiir yazmaktan ziyade olmak gibi…

Şiir kırdığından sorumlu tutulur mu, yok yok...

Şimdi, belki de ilk kez İhtiyar özgür kalıyor.
Yürek söken aşkın mezarı başında ağlamamak nezaketini göstererek
kendi fil mezarlığına doğru, kısa umut dolu molasından sıyrılıp
ağır adımlar ve yüzünden hiç eksik etmediği alaycı gülümsemesiyle
yola çıkıyor.

Mustafa Necati Yıldırım
Kayıt Tarihi : 14.11.2012 06:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Necati Yıldırım