Bir Yaprak dökümüyle başlar hayat...
Bir ben olurum ıssız karanlığımda,
Bir de içimde sen...
Bir an gelir... Olması gerektiği gibi...
Ve karaya çalan gözlerin çalar gözlerime.
Baksam...
Güler misin acaba?
Belirir mi gamzelerin hendek misali?
Uçuverir mi ki bir gülümseme?
Ya da çatar mısın çehreni,
Sevmek, ölmek gibidir...
Alır canını ikisinde de birileri...
Sevmek için ölmezsin ama,
Ölmek için seversin belki...
Karşılıksızdır işte beklentileri...
Anlayamazsın yaz ortasında iki karanlığın titreyen ateşini...
Sessiz çığlıkların, apansız uyanışların, çaresiz feryatların,
Dökülen iki damla yaşın soluksuz hıçkırışlarını anlayamazsın benim gibi...
Sabahların çocuksu sevincini, ikindilerin öldüren çilesini,
Kaybedilen anların kazanılmışlığını anlayamazsın, zaman gibi...
Anlayamazsın sonbaharın bir yaprak için neliğini,
Hasretin dayanılmaz ateşi yakarsa yüreğini...
Bırak, yalnızlık ağlasın sensizliğin sessizliğine...
Ve iki damla yaş akarsa üşüyen yüreğine,
Hiç düşünme, kır zincirlerini...
Aramızdaki tek mesafe bir uçurumsa eğer...
Ben sana tutsağım, ben gibi...
Adın kulaklarımda çınlıyor sessizce...
Gözkapaklarımda sen varsın sanki...
Kapadıkça seni buluyorum karşımda...
Ve bütün varlığın duyularıma işliyor,
Gitmek bilmiyor, sanki müebbet…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!