Çocuktum
Sevgi bende yoktu
Muhtaçken yüreğim
Uzaktı titrek sevdalara
Hem sevgi neydi?
Neydi bilemedim
Karanlığın yansıdığı çağın bağrında
Donmuş soluğumun ışığına sığınır ruhum
Ateşle yakılan korkular
Huzur veriyor usumun çölüne
Ve diz kapaklarımdaki düşüncelerin ağırlı düşer
Adımdan mı bilemiyorum
Dolanmış yüreğime
çekilmesi muhal bir sabır
Usumun idrak sarmalına dolanınca Tevhid
Başladı yanmaya
Elimizde boş bir levha
Çıkıyoruz tur dağına Musayla
Mağruriyeti döküyoruz şiirlerimizden
Ve Harun
B/akıyor hüzün kokan gözlerle ardımızdan
Biraz toprak ve tuz
Aslında aynı kokuyor ne fark eder…
Çekinmeden
Vurulası sözler söylerim
Şeytanın alevle çizilmiş suretine
Yüreğim avucunda ağrıların
Yaslansam, şu dağ tutar mı hüznümü
Tecellisine razıyım Ölmeye Rahmetin
Parçalamışken kardeş zulmü lisanımı
Ne yazabilir ki toprak alnıma
Boş bir oda
Küfrediyor saatin tıkırtıları
Geçmişe, yaşanmışlara
Zaman’ın çıraklarıyla
Şiirler sanki son sözlerim
Karanlık!
Vakit gün ortası,
Görmemek alın yazısını,
Zorluk değil,
İmtihan gülüşünde bir mevsim.
Ve bu defa ayrılık,
Kenarındayım
Yaralı sevinçlerimle anıların
Sorar Dicle, omzumdaki eksik başını
Suskunum
Ve bir daha aynı sual
akıp gidenin ardından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!