Dört telli intiharını dinledim bu sabah,
Hicaz makamında.
İstanbul’un Yedi Tepe’sine dağıttım
Çığlığını.
Nefesine dokundum nefesimle
Beynimde binlerce soru
İşaretler anlamsız
Kumbaramda üç beş bozuk mısra
Harcarım hayatımı
Bir salıncağın zincirlerine asarım ruhumu
Köşe bucak lanetler bekler
Kırmızı pabuçlarımı giydim bugün de
Ve kenarına bir iğne iliştirdim
Hayatıma seni iliştirdiğim gibi
Siyaha boyadım bedenimi
Bedenimde bıraktığın ‘seni’ sakladım
Şehir akıyor dört yanımdan,
İnsanlar, yüzler, sesler…
Bir adresim yok benim
Ve bir kimliğim…
Kelimeden kentler kurarım,
Cümleden sokaklar sana.
Saç-malık aşk değildi hiç bir zaman sana büyüttüğüm
Bir çocuktu sadece salıncaklardan düşen avuçlarına
Kelimelerini takar saçlarına birazdan
Kirlenmiş dizelerinden çalarak
Kızılından korkarken insanlık
İnsanlar çıkarır içinden aldırmadan
Çok sesli şehirler büyüttüm içimde
Sana bakarak
Ve kimsesizleştim
Kumbaram dağıldı
Dağılmışlığım vurdu yüzüme
Seni aldattığım yerde bıraktım pabuçlarımı
Zehirledim uyandığım bütün sabahları
Yağmurdandır benim kafesim
Anahtarını bir martı yuttu
Adalar vapurunda
Cumbaları düştü üstüme evlerin
Zoraki bir gülümseme taktım yüzüme,
Şiir tanrısı hatırına sana.
Gözbebeklerimi sakladım gözlerinden,
Darağacını görme diye.
Ve anladım.
Yollarına sererim ömrümü
Dört duvar söyler türkümü
Yokluğun örter üstümü
Sevsen de çare bulunmaz
Gelsen de…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!