Bir adam vardı yıllar önce, tahta barakasında
Pencereleri kapalıydı, örümcekler vardı kapısında.
Pek yaşlı değildi ama ölgündü yüzü. Beli bükük,
Soluk bir nefer gocuğu vardı sırtında yırtık, sökük.
Davut diyorlardı bilenler O'na, geçerken oradan
"Söyle bize niye yanarsın içindeki kordan?"
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta