Davetsiz konuğuyum bu gece sokakların
Ne bir ses ne bir nefes, çıt yok bu koca kentte
Nerde müdavimleri bahçelerin, parkların?
Cinler cirit atıyor bu ıssız labirentte
Ölüm kokusu sinmiş kentin varoşlarına
Matem giysilerini giyinmiş tüm yapılar
Sokaklar kucak açmış azgın sarhoşlarına
Kapanmış sıkı sıkı, pencereler, kapılar
Ne ben kimseyi gördüm ne kimse beni gördü
Saklambaç oynanıyor, ebe kim belli değil
Bu kenti çevreleyen duvarları kim ördü?
Hayaletler amele, usta kim belli değil
Uzaklarda havlayan kızgın bir köpek sesi
Parçalıyor geceyi, gecelerden habersiz
Aralanmış küçük bir pencerenin perdesi
Bakınmakta bir çift göz, ta ezelden kadersiz
İnsanoğlu vefasız, güvenilmez sözüne
Yorgun ayaklar susmuş, ne ahı var ne vahı
Umutları tükenmiş, uyku girmez gözüne
Kaldırımlar çaresiz, beklemekte sabahı
İşte bir köprü altı, kimsesizler sarayı
Ve bir serseri kral, yere sermiş postunu
Bir elinde şarabı, patlatıyor narayı
Sokak köpeği sessiz, izlemekte dostunu
Bütün gün yemiş içmiş, karnı tok anlaşılan
Acımasız sokaklar karartmış her bir yanı
Davetsiz misafire rağbet yok anlaşılan
Kurdurmuş bin bir tuzak, almak için bu canı
Sokak ve caddelerin sahibi kim bu gece?
Bilmediğim bu kentte, neler olup bitiyor?
Neden takılı kaldı, dilimde iki hece?
Ö-LÜM, uzak dur benden, aklım şaşıp yitiyor
Elveda ey sokaklar, geceler sizin olsun
Bize karanlık değil, aydınlık günler gerek
Dilerim gece gündüz, her yer neşeyle dolsun
Taşsın sokaklarından, sarsın kenti giderek
Kayıt Tarihi : 19.4.2005 22:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!