Davetsiz eylül esintisi söndürür dillerden düşmeyen güz ateşini
Eline yüzüne bulaştırır hırsını masumiyetin pençesinde
Uzaklarda bir dalı kopar baba ocağının sineden
Özlem yağmurunun yenisi başlar bir diğeri dinmeden
Sıcak bir dokunuş bekler kırmızı gülün yaprağı
Dikenini henüz sevdiğine geçirmemişken
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan