Ay geceye gücendi, güneş gündüze küstü.
Gel, bir demet ışık sal; sabah olsun gidersin.
Kuşlar yuvalarına dönerken akşamüstü,
Gönül kapımı bir çal, sabah olsun gidersin.
Kör zindanda tutsağım ey bahtımın ak gülü,
Üzerime paslanan kapım dıştan sürgülü.
BAYILDIMMM bu güzel şiire
Büyükbabam, dünyada envai çiçek vardır lakin laleyle sümbül başka diyordu. Bu şiiri okuduktan sonra büyükbabamın sözünü hatırladım ve dedim ki, bugüne kadar pekçok şiir okudum ancak Davet Mektubu başka....
Hasret kılıçtan keskin yüreğim iki yarım,
Bir kez yüzünü göster, ölsem de bahtiyarım!
Düşünüyorum işte insan sevdiğinin güzünü bir defa görmek için canını verir midiye. Şaire bu şiiri yazdıran nasıl bir aşktır, nasıl bir tutkudur, nasıl bir esindir. Bu nasıl sevdadır böyle bir şiirin yazdırmıştır. Bir gariplik çöktü yüreğime. Allah kimseyi sevdiğinden ayırmasın dedim. Amin dedim. Harika şiire tebriklerimle.
Sevgili Üstadım
Yine hece ölçüsünde ders olarak gösterilecek şiirlenizden bir tanesi ile çıkmışsın karşımıza.
Tebrik ediyor,
Bu vesile ile üç ayların hayır ve bereketli geçmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum
Daha önce Ah tamara efsanesi şiirinizi okumuştum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu şiiriniz Fevkaladenin Fevki dedikleri türden. Şiire bayıldım.
Tebrik ederim. enfesti:)
Gerçekten de dedikleri kadar varmış. Şiir benim kalbimden geçipte söyleyemediklerime tercümanlık yapmış. Şiiri kendi el yazımla yazıp insafsıza göndereyim. bakarsın dönüp gelir. belli mi olur.
Ha bu şiiri okumuşsun ha bir şişe votka içmişsin. İnsanı sarhoş ediyor.
Davet Mektubu
Ay geceye gücendi, güneş gündüze küstü.
Gel, bir demet ışık sal; sabah olsun gidersin.
Kuşlar yuvalarına dönerken akşamüstü,
Gönül kapımı bir çal, sabah olsun gidersin.
Kör zindanda tutsağım ey bahtımın ak gülü,
Üzerime paslanan kapım dıştan sürgülü.
Kendi derdine deva bulamazken tabibi,
Küllenmeyen kor düşün ben olayım talibi.
Akla ziyan sihrinle yıllar öncesi gibi
Beni yine benden al, sabah olsun gidersin.
Meyan balından tatlı, zakkum kökünden acı
Derdimi senden aldım, tabip bilmez ilacı...
Seba Melikesi'nin periden gelen soyu
Tenine gül gizlemiş, saçlarına şebboyu.
İpeksi tellerini okşarken gece boyu
Sinemde uykuya dal, sabah olsun gidersin.
Efkârımla tutuşan kandillerin yanışı,
Efsanenin zeylidir perinin uyanışı.
Sözcükler benden bezgin hasret yüklü tanımda,
Kor düşüp buz kesildi nedense her anımda.
Ölüme razı geldim, ey sevgili yanımda
Yeter ki bir gece kal, sabah olsun gidersin!
Hasret kılıçtan keskin yüreğim iki yarım,
Bir kez yüzünü göster, ölsem de bahtiyarım!
Bu şiirin pek çok yönden mercek altına alınması gerektiği düşüncesindeyim. şiir, yedi artı yedi durak ve on dörtlü hece yönünden kusursuz. Şiirin giriş bendindeki ilk mısrası:
''Ay geceye gücendi, güneş gündüze küstü. '' bu mısradaki dört kelimenin ''G'' harfiyle başlamasının bir şiir için tesadüfü olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla şiir daha ilk mısrasıyla alliterasyon vurgusunu ortaya atmış görünüyor.
İkinci mısrası:
''Gel, bir demet ışık sal; sabah olsun gidersin.'' İlk mısrayla kusursuz anlam perçinlemesi sağlarken çift anlam taşıyor olması tevriyenin de güzel bir örneği. Karanlık tanımlamasındaki yalnızlık davet edilenin gelişiyle aydınlanacağını, dolayısıyla beklenen güneşin bizzatihi sevgilinin kendisi oluşudur. Üçüncü mısra:
''Kuşlar yuvalarına dönerken akşamüstü'' mısrası şiirin duygusal yönünü ön plana çıkaran ve aynı zamanda bendin son mısrasına derin bir anlam perçinlemesini sağlayan mısradır. Dördüncü mısra şiir bendinin anlam bütünleşmesini, perçinleşmeyi, hissiyatı ve şiirin koşma nazım türüne geçişini sağlayan şiirin tam metni için okuyucuyu içine çeken aynı zamanda derin bir yalnızlığa vurgu yaparken gelecek alt beytin de anlam zeminini zazırladığını görüyoruz.
Kör zindanda tutsağım ey bahtımın ak gülü,
Üzerime paslanan kapım dıştan sürgülü.
Tunç kafiyesi *gülü* ve sür*gülü* kelimeleri ile sağlanan beyit aynı zamanda: Dıştan sürgülenen bir kapının içerden açılamayacağı vurgusu ile paslanan kapı tanımlamasıyla bütünleştirilerek: Yalnızlığın-çaresizliğin bir çığlığı olarak sarsıcı bir beyittir.
Şiirin ilk bendi ve ilk beytini kısaca böyle özetledikten sonra Şiir hakkındaki kanaatim odur ki, Zamanla etkileyici gücünün azalmayıp bilakis yıllanmış şarap gibi değerleneceği tekniğiyle pek çok yeni şiirin yzaılmasına vesile olacak gibi düşünüyorum
Usta kalemlerden şiir okumanın hazzını yaşatan İrfan Yılmaz hocanın Çanakkale şiiri için yorup yazmayı düşlünürken Davet Mektubu başlıklı bu şiiri okuyunca şiir hakkında kısmen de olsa görüşüme belirtmeden, minnet borcumu ödeyemeyeceğimi düşündüm.
Antoloji sitesi ve şairlerine selamlarımla. İrfan Yılmaz hocamıozı bu güzide eseri edebiyatımıza kazandırdığı için tebrik ediyorum.
Bodrum'dan da olsa, Tekirdağ'ın Beyefendi'si bize bir 'Davet Mektubu' göndermiş; icabet etmez miyiz? Biliyoruz ki İrfan bey'in her daveti onun mektupları kadar nazik ve güzeldir. Bu mektubunu da aynı hazla okuduk, zaten kendisini tanıdığımız andan bu yana beğendiğimiz Usta şairliği bizim için en geçerli senettir..Gözümüzü kapayıp okur, yine zevkini rumuzla duyar, başarısını tasdikleriz. Yine taktirlerimiz ve sevgimizle...Enver Özçağlayan
Davet Mektubu beni şahikalarda dolaştırıp sermest olarak ovaya indirdi. Süper bir şiir okudum. Tebriklerimle.
İrfan Bey
Şiiri okuduktan sonra bir rüyadan uyanır gibi oldum. Defalarca okudum. Kelimelerin aşkla özlemle tutkuyla dizeler ine dansına tanık oldum.
Gerçekten çok güzel bir şiir yazmışsınız. Tebrik ederim. Başarılar kaleminiz ile anılsın efendim
Sevgiyle-saygıyla-şiirlerle kalınız.
Bu şiir ile ilgili 198 tane yorum bulunmakta