Davet-i Kebir Şiiri - Muharrem Pala

Gel dedi sanki sanki gaibten bir ses
Besbelli büyük yerden geliyor bu davet
Ne mümkün bu davete etmemek icabet
Dalga dalga büyüdü içimde heves
Yüz kere bin kere milyon kere
Lebbeyk Allahümme lebbeyk
Diyebilmek demek istiyor bu can
Gel dedi sanki sanki gaibten bir ses
Malımı mülkümü anamı babamı
Bacımı unuttum
Dalga dalga büyüdü üçümde heves
Çoluğumu çocuğumu, içimde küllenen
Acımı unuttum
Gel dedi sanki gaibten bir ses
O sese kayıtsız kalmak mı?
Haşa ne haddime?
Bilakis dalga dalga büyüdü içimde heves
Alelacele koşarak , yalın ayak düştüm yollara
Elimi, yüzümü, arzu ettiğim kutsal topraklara
Sürebilmek sürmek istiyor bu can,
Gel dedi sanki gaibten bir ses
Dalga dalga büyüdü üçümde heves
Buyur Allah’ım diyerek tutabilmek verilen ahd-i
Kabe-i Muazzama’yı, Hacerül Esved-i
Safa ile Merve’yi, Hira Mağarasını
Görebilmek görmek istiyor bu can
Ravza-i Mutahhara’ya varınca
Hakkın Habibi’nin gül kokusunu
Alabilmek almak,
Essaletü vesselamü aleyke ya habiballah
Essaletü vesselamü aleyke ya resulellah
Diyerek selam verebilmek vermek
Makam-ı İbrahim’de Mescid-i Nebevi’de
Namaz kılabilmek kılmak
Zemzem suyundan kana kana
İçebilmek içmek istiyor bu can!
Umre teslimiyettir, umre milad
Bize düşen Sahabe-i kiramı hayırla yad
İnşaallah duaların kabuldür, günahların af
Kabe’nin etrafında içtenlikle tavaf
Edebilmek etmek istiyor bu can
Allah’ım beni kavuştur
Güzel insanların yaşadığı yere
Bir an önce ulaştır
Mekke’nin Medine’nin manevi havasını
Tadabilmek tatmak istiyor bu can!