Tek başına gidilen bir yolculuğun ortasında
ayağın takılıp da tökezlediğinde
küfredemiyorsan,
kendi karanlığından korkuyorsundur.
Yolculuğunun en yorgun yerindesin.
Tutmak istemiyorum ellerinden.
Gece yolculuğu kendi tercihindi,
güneşi aydınlatamam.
Karanlık gizlesin seni, izlerini yağmur,
Kaç, kaça bildiğin kadar!
Nereye kadar kaçarsın? …
Bence,
Aklını başına devşir
ve özgürce küfret,
hazır böylesine meçhulken…
Avuçlarda bereketlenen,
uçsuz bucaksız gelincik tarlalarına,
korkmadan bakamadılar,
rengi karanlık gözlükleriyle,
cesaretleri bir nebze kırıldı.
Bir nebze daha sen gelince kırılacak…
Ortaçağın karanlığı puslu
Puslu havalardan hep ürpermişimdir.
Altı satırlık aydınlığın koynuna
Kendini savur hiç düşünmeden
Gör, bak,
aklın ve bilimin dengeleyiciliğinde
dengeni kuracaksın…
Kayıt Tarihi : 29.11.2012 21:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!