" İnsanlar, gemiyi sağsalim limana getirip getirmediğinizle ilgilenir, mücadele ettiğiniz fırtınalarla değil." Peki ya inandığınız, savunduğunuz değerler için, onları koruyamayacağınızı bile bile gerekirse ölümü göze almak gerekir mi? Eğer, Ulubatlı Hasan misali, bayrağı sizden sonra da surlarda tutabilecek, onu devralacak insanlar olduğunu bilirseniz değer.
Yoksa "dava uğruna ölmek" masallarına inanmayınız. Deniz Gezmiş' in uğruna öldüğü "dava" ne durumda sizce.? Öğrenci hareketi diye birşey kalmış mıdır? Ya da Menderes' in idamı onun düşüncelerini ve davranışlarını "dava" mı kılar, haklı mı kılar? Hangi dava, bu günkü dünya düzenine (limana) gemi bırakmıştır? Hala hatırlanıyorlar. Sizce bu yeterli midir? Dağdaki terörist de bir dava uğruna öldüğüne inanmaktadır. Bu onu haklı mı kılar? Maşa olmaktan öteye taşır mı?
Asıl mücadele, ne olursa olsun o gemiyi batırmamayı sağlamaktır. Bunun için de inandığımız değerleri hayatta tutmak için yaşadığımız ve çaba verdiğimiz her günün daha kıymetli olduğunu anlamak zorundayız. Biz pes eder ya da ölürsek, bir nefer daha eksilecektir o kadar.
Hiçbir "dava" ya maşa olmayın. Ama sizi siz yapan değerlerden de asla taviz vermeyin ve onun için mücadele edin. Ve bu mücadelenin sadece savaş meydanlarında verildiğini de sanmayın. Yaşama biçiminiz, dostlarınız, aileniz ve çevreniz içindeki yeriniz, yaptığınız işi ne kadar iyi yapıp yapmadığınız, bunların hepsi mücadelenizin birer parçasıdır. Ama lütfen ne için mücadele vereceğine sen karar ver. Başkalarının doğruları değil kendi inandığınız gerçekler ve değerler için mücadele verin. Başarı kendiliğinden gelecektir, çünkü tesadüf değildir. " İsteyene nefes, isteyene buğday". Hayat çok cömerttir. Ve tek düşmanınız zamandır.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Diline sağlık
beğeni ile okudum
geçmişi bilmek gereklidir
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta