Darülacezede ilk günüm bu..
elerimin derisi ne kadar uykuluymuş,
...ve ne kadar yorgun bir yeşilmiş damarları
bugün bana söyleyecekler
oda arkadaşlarımın gözleri oynayarak yuvalarından:
'işte biri daha düştü evlat ve eş yaşamından' diyecekler
...konuşmadan..
odanın her köşesi bir yorguna ayrılmış,
dört köşede dört yatak içinde
emekli aylıkları kadar buruşuk çarşaf varmış
dört yıpranmış öksüz ve kimsesiz beden
yaşamın sonuna randevusunu bekleyen
dört incinmiş yaşlıdan biri 'ben'!
adım gül,soyadım 'sol' diye başlamıştım
ta başında bu merdivenden...
ömrümün çoğunu verdiğim evlatlarım
televizyonda görüp hatırladıkları için
bayramlarda zorâki el öpmeye gelecekler
etim ağır gelecek hayatlarına
kim bir yaşlının alt bezini sever?
azraili cesurca bekleyeceğim kırılmadan,incinmeden...
kolonya kokan yorgun ellerimi öpecekler utançsız
on dakika sohbetten sonra gidecekler
artlarından kalan:bir torba kağıtlı şeker! ...
siyah-beyaz resimlerimi gösterip oda arkadaşlarıma,
'mazimdekilerin' ne tatlı olduklarının teyidini alacağım...
evlâdımın bebekliği,ilk gelinliğim, 27 yaşımın modası...
bir tavernadan kahkahalı bir gece fotoğrafında durup,
içkiden ve kolesterolden söz edeceğiz...
üçü iç çekecek, ben susup bakacağım işkilli..
sahi,o tavernada oturan kadının ismi neydi?
keşke 13 temmuz günü beni ayırdıklarında,
'olmaz ayrılamam' diyebilseydim mi üçüncü kocamdan?
80 yaşıma kadar düşündüm, doğru neydi bilebildim mi
yanımda olsaydı hâlâ,çişimden tiksinir miydi
yoksa gülerek bu yaşlı ihtiyarın altını değiştirir miydi?
sevmiş miydi onu çocuklarım da ateşle buz...
...herşey 13 idi..13 kasım,13 eylül,13 temmuz! !
13 İsa ve havarileri
13...'keşke'lerimin taneleri...
'keşke' dediklerim arasında gençliğim de olacak,
beni öldürsün diye sevdiğim sigaram,
ardımda bıraktığım yüzlerce roman..
...ve kırık gönül camları bata bata yüreciğine
sever miydi beni acaba bir yiğit adam?
aksi bir yaşlı kadında bir karanfili bulup koklayabilir miydi?
kendim kendimle barışmaya çalışacağım önceleri
sonraları kaderi öne süreceğim..
boynumun bir yarısı hep daha bükük duracak..
gözlerime hapsettiğim bir sürü anıdan
sadece mutlu olanlar aklıma düşecek
Allah'a daha yakın durup,dualarımı yollayacağım
bilemediğim ömürlük eşine,çoluk çocuğuna...
her bağbozumu ardından Bozcaada'ya denize inecek
bir hayalî resim çekecek,akıl defterime yapıştıracağım...
Darülacezede ilk günüm bu..
alışacağım...
yalnızlığı bu kadar çok seven 'ben', karışacağım...
şiirimi bitirmem gerek.
hemşire geldi,geç olmuş,
uyku saati gelmiş....
televizyonumu kapattım,ilaçlarımı aldım..
gözlerime iki boncuk yerleştirdim içinde turkuvaz olan
uykuma saldım kendimi..
azraili kandırmak için 'keşke' lerimi koynuma aldım.
....uyuyorum.
13 temmuz 2005
Dalyanköy-Çeşme
(18:57)
Andrea and
Ayşenur YazıcıKayıt Tarihi : 13.7.2005 19:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayşenur Yazıcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/07/13/darulacezede-ilk-gun.jpg)
yalnızlığınıza yoldaş olamasam da şiirlerinize ve onlarda kullandığınız tabirlere ,yüreğinize yoldaş oldum...
aslında ödev verilmişti ama biz ödevi yapmak için değil ziyater amaçlı gittik .Ve gördükki gerçkten zor..Bize,yakınlarına v.s ihtiyacı olan o kadar çok kişi var ki..ve açıkcası herkes güler yüzle karşılamadı bazı teyze ve dedelerimiz dışında tabi..ama bunun nedeni şu olarak gördüm ben .
Bizler (ben ve arkaşlarım):
bayramlarda zorâki el öpmeye gelenler değiliz. belki onlar bizi öyle gördüler o yüzden soğuk davranan teyzlerimiz oldu ama biz biliyroz ki insanlara ihtiyaçları var ..bizim de var .kimin yokkii..
Daha 17 yaşındayım ..ama gördüğüm gezdiğim yer ve kişiler hayatımı o kadar etkiliyorki..
En önemli çalışma nedenimi öğrenmiş oldum.. kimseye muhtaç olmamk,kimsenin eline bakmamk için çalışacağım..ayrıca bu yazı aslında çok güzl yazılmışş ve en çokta '''işte biri daha düştü evlat ve eş yaşamından' diyecekler '' cümlesinden ekilendim.. benimde annm ve babam var ve çok kardeşiz . bir evlat nasıl olurda anne ve babsının o durumda olmasınıa göz yumabilir..hani bazen olur ya büyük lokma ye ama büyük konuşma bu konuda büyük konuşuyorum çünkü anne ve babmın benim ve ablmlar için neler yaptıkalrını biliyorum .. bir laf vardır yemedi yedirdi giyimedi giyidridi gerçktende çok doğru bir laf bu bence.. bunların sonunda onlar bana bu kadar iyilik yaparlarken ben onlara yapılabileck en kötü şeyi nasıl yapabilrim ki..
VE SEN KIRILIP PARÇA PARÇA OLMUŞ OLMAYASIN?...aşk ve sene karışmış olmasın bulanık ömre
TÜM YORUMLAR (20)