Yıldırımlar çok ve bu yolculuk son,
çocuk gülüşünü artık burada bırak,
dişlerini de göm kayalıklarım da, gölgen uzarken
hür çiçeklerin arasına koy.
ağrıların var mı hala?
olacaklar olmamışlığı sırada,
belki krupiye şarkılardan aramızda öfke
sabrım da yok, yoksul aklım ve barınağı
sor neyim var münferit üstelik bu yaşta
herşey, -yok
muallak korkular diyelim madem, içten içe
kuşku dolu lengerden testim çizik çatlak ve,
kanayan yerlerimi, erketeye yatıp görüyorsun
kırılan pervazların arasından pas gibi
cani misin içimde, bu deney mi
gece hiç yirmi dört saat sürermi ?
sürermiş
korkuyorum bahardan da, televizyonlardan da
yıldırımlar çok, güzel kızım susma
ve bu,
gülüşünsüz yolculuk son
olmayacağız inan artı sonsuzlarda,
olgunlaşmış elma kokulu gülüşün düşecek,
cam kenarın boş kalıcak temelli,
her gül, paravanı dikenle tırmalayacak
ve dudak kenarların huşu doğuyor ya
benden gidecekler temelli
özgürlüğüne mütakiben, bırak şimdi bizi
şiirler ise betimsiz nefes gibi çapraşık,
duraklama dönemini atlatırken teninde
ne var ne yoksa yak,
içinin duvar kenarından bağır sessiz kalıp,
yüzünü andırıyor ya bu yağmurun kopuşu,
yıldırımı keza çok kessin bağrışının karanlığı
yorgunluk dimağımdan sızan tavrıma yakıştır,
bir gül solarken sana dik alası
Yıldırımlar ton ton düşüyor çatlaklardan anılara
son hızına çıkan bir imdat ise düğüm,
kozmik öfke belirirken kalpte
ödem toplayacak artık hatıralar, bugün ve yarın
pekala kırk sekiz saatte olacak gece
treni kaçmış mevsimin,
biz binmişiz
tartışma ortamı yaratmış iki namert şarkı
sırf bunun için kollasaydım belki hatrını
nilüfer kokusu açar sıralarda boynun,
sustum şafaktan sonraki şafakta,
başka yolculuğu umalım yıldırımsız,
hem uğrak ve çocuk gülüşüne ait gece,
çelişki koyalım ortaya yine kuşkusuz,
kuşlar uçmayı unutacak iddaaya varım
o kadar fotoğrafın duruyordu,
hepsine bak, gözün dalmıştı
Kayıt Tarihi : 29.2.2020 03:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!