Onbeş sarayı yıkıp bir ev yaptık
Eyvanına onaltı yıldız taktık
Bahçeye tefrika tohumu attık
Tarihe nifak katanlar utansın.
Düşün yetmişiki çeşit el ele
Nasıl hükmederdi yedi düvele
Tanıdıkmı? bir bak öptüğün ele
Celladıyla saf tutanlar utansın.
Sınır boylarında at' mı koşturdun
Ser'in öne sürüp Alp'mi coşturdun
Senin ceddin yokmu nerden fışkırdın
Ced'dine nara atanlar utansın.
Sorsam son saraydaki Şah'ın nerde
Der, kılıcının ulaştığı yerde
Ced'de yer yokmuydu yaptığın evde
Bey'ini köle yapanlar utansın.
Anlamadın tümülüs mü Kale mi
Kılıçla açtın; tuttuğun kalemi
Ecdad ağlamasın böyle kal emi
Aldım diyerek satanlar utansın.
Her şey bitti tefrikaya kapıldık
Meydanda kazanıp, masada sattık
Altı Asırdan bir gün bırakmadık
Birde tarihe çatanlar utansın.
Nıfak'a aşılandı darağacı
Gölgesi sıcak, Güneşten yakıcı
Meyvesi gölgesinden daha acı
Dar gölgesinde yatanlar utansın.
Bahane bulamadığımız anda
Kapuz yetiştirdik kiraz dalında
Gerçek uyudu yalan yorganında
Hamut 'la Deveyi yutanlar utansın.
Ağaç kesildi gölgesi duruyor
Gölgesinde kestirenler uyuyor
Arada bir uyanıp kuduruyor
Eğriyi doğru yazanlar utansın.
Kayıt Tarihi : 1.12.2015 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!