Ben gittiğimde orada yoktu. Bir müddet sonra göründü. Mutluydu. ama biraz endişeli. Ortalıkta dönüp duruyordu. Kameriyede yoktu, mutfakta da. Sonra birdenbire ortaya çıktı. Ben kahvaltımı yapıyordum. Kapıdan girerken bana bir bakış attı. Sonra ortalıkta dolaşıp durdu. Mutfağa gitti ben de arkasından. Konuşuyordu. Sanki özlem gidermek istiyordu.
Ona laf attım. Arkadaşıyla konuşuyordu. Organik incir var mı dedim yok dedi, kalmadı. Ama aralık ayında gelecekler. Söz veremem. Sizi haberdar ederim. İlaç yapacaktık dedim. Ne ilacı olduğunu sormadı iyi ki. Söyleyemezdim. Yalan söylemek zorunda kalacaktım. Mercimek ta var mıydı dedim yok dedi, acı pul biber vardı dedi.
Bir ara tavla maçı yapmaya başladı bir erkek öğretmenle. Ben o sıra bilgisayar başındaydım. Ama aklım mutfaktan gelen seslerdeydi. Gönlüm orda atıyordu bir an önce oraya gitmek için can atıyordum. Bir belge yazdırmak için uğraşıyordu. Başaramayınca vazgeçtim. Yan bilgisayarda bir başka bayan öğretmen vardı. Bayan öğretmen öğretmenler günü programı yapıyordu. Ben ona şiirimden bahsettim. İstedi bulup verdim ama işin uzaması beni tedirgin ediyordu. İşimi alelacele bitirip oraya vardım. Seyirci olup olamayacağımı bir espri ile karışık sordum.
Rakibi olan erkek arkadaşı suçlamaya onun zar tutup bunu söylemeye başladık. O bu gelişimden mutlu olmuştu. Ben onun zarif ellerine, jest ve mimiklerine bakıyor bundan büyük haz alıyordum.
İşte o ölümüne sevdiğim kadın yanımda duruyordu. Onunla ilk defa bu kadar yakınlaşabilmiştim.
Zil çaldı. Yenilmişti. İki birdi maç. Devam etmesi gerekiyordu. Ama nöbetçiydi. Gitmesi lazımdı. O gitti benim gönlüm de ardından. Biraz sonra onu bahçede aradım yoktu. Derse çıkmıştı. Muhtemelen boş bir sınıfa girmesi gerekiyordu.
Öğle tatilinde kameriyedeydi. Mini eteği geriye çekilmiş bacakları görünüyordu. Çubuk ikram ettim almadı. Sigarayı bitirip çıktı izin almadan. Ben de öyle yapıyordum. Aynısını yapıyordu o da.
Şiirimi henüz yazmamıştım. Teneffüs aralarında görünüyor kayboluyordu. Ben hırsızlama bakış atıyordum. Bazen de onun bakışlarını yakalıyordum. O da ban bigane değildi. Kendisine olan ilgimden memnundu anlaşılan. Onunla ilgilenmediğim günlerde surat asıyor, ona ilgimi gördükçe mutlu oluyor ve mutluluğunu belli ediyordu.
Son dersten sonra yine kapıda karşılaştık. Yaşlı bir hocayla konuşuyorduk. Sözlerimize dikkat kesildiğini görmek beni şaşırttı. İşimi bitirip eve dönerken o kameriyede sigarasını içiyordu. Ben onu kalbime emanet ediyor, onun aşkıyla yanmak üzere ayrılıyordum.
En son arabamla garajdan çıkarken onun kameriyede göz ucuyla arıyor, ona gönlümden büyük bir veda şarkısı söylüyordum. O daha kurs yapacak, bir müddet daha burada Kahvaltı yapıyordu ben mutfaktan çay almaya gittiğimde. Afiyet olsun dedim. Kalplerimizden gizli bir yol vardı. Siyah bir badi giymiş her gün yeni bir kostümle gelmeyi adet edinmişti. Çok vamp bir kadın olmuştu.
Yine bu gün tavla turnuvası yapacaklardı. Ben de seyirci masasında yerimi almıştım. O bundan tedirginlik duymuyor, bilakis memnun olduğunu belli ediyordu. İçimden kazanması için dua ediyordum. Çok az konuşuyor, konuşurken sesi titriyordu. Demek ki benden etkileniyordu.
Ona yakınlaşmıştım bu turnuva sayesinde. İlk kez bu denli yakın olabiliyordum. Bu yakınlık bana müthiş haz veriyordu. Arada sırada yüzüne bakıyor, bu bakıştan sonsuz haz alıyordum.
O narin ellerini seyre dalıyor, o güzel yüzünü bu kadar yakından görmekle mest oluyordum. Derslerine girip çıkıyor ben onu takip ediyordum. Dışarıya çıkıp sigara içiyordu. Öyle hızla hareket ediyordu ki ben onu takip etmekte zorlanıyordum. Dolabıyla ilgileniyor, kitap karıştırıyor, bir şeyler yazıyor, internete giriyor, fotokopi çekiyordu. Onun için diyordum bu kadar ince ve narin kalabiliyordu.
Nöbette onu bekliyor derse girerken herkese olduğu gibi ona da iyi dersler demeyi planlıyordum. Ama çoğunlukla bu fırsatı kaçırıyor, bazen bu şansa ulaşabiliyordum.
Mutfak girişinde onunla karşılaşıyor, centilmence ona yol veriyordum. Bu centilmenliğimi fark edilmesin diye herkese gösteriyordum.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 17.11.2017 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!