Kırmızının yılı, boyun eğdiğim günahın anılarıyla, güllerin selasının okunduğu o mübarek salı.
Kanlı yüzünü okşamaya giderken takıldığın çakıl taşları birer iz o yıkıntıdan; hepsi harebe geçmişin ve yerlerinde yok halı.
Dönerken gittiğin yerden, dumanında boğulduğun o sıcak sobanın içindeki kül gibiyim, yansam da bir şekilde varım.
İçinde bir arafın.
Rüzgarlar üşütsün isterdim, tekrardan donmasaydın, bir balık gibi yüzen gölün içinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!