göbelek tutmuş danayı kıç atar
bir yandan yazıda eş arar durur
tozu dumana katmış bed nazar atar
utanmadan, döşüne döş arar durur
urganı koparmış böğüre böğüre
otlağı dağıtmış seğire seğire
önden arkadan geğire geğire
içinde akıl olan baş arar durur
ağzı burnu salyalı sümük içinde
sinekler danseder gübreli kıçında
boynuzu saplı kalmış dut ağacında
uyuzunu sürtünecek taş arar durur
belli, bütün kışı uykuda geçirmiş
uyanınca, işkembesini şişirmiş
hatılda en son ne var ise bitirmiş
tokuşacak kadavra leş arar durur
işte böyle a dostlar tuncukmuş dana
tuncukan akıllı uslu çıkmaz meydana
vurur kırar dağıtır dinlemez dana
kendisiyle yetinmez peş arar durur
Kayıt Tarihi : 6.11.2007 16:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
freni patlak hiçler acı varmı acı :)))
Kafalar 'dank' değiğinde mesele hallolmuştur.
'Dandik' lik duyulduğunda, tamam anladık yerli malı kullanılmalı, ya dandikse. Uzak doğu dandikliğinini de iyi ayıklamak zorundasın artık.
Hadi bunları atlatıyoruz.
Ya şu yıllar yılı dandini dandinilikte boyun eğmişlik, uyumuşluk,uyuşukluk, uyuzluk, utanmazlık, zorunlu uslandırılmışlık, umursamazlık... Dilimizden dökülenlerle tam tezat.
Soylu ayrıcalığı,aynı sokakta komşu ağabey yakınlığında kolayca anlaşılan, sözü tatlıyla acıyı aynı sırada terbiye eden, o koca çınarlarından süzülen balı başında paylaşım için tatlı kavgaya tutuşulan, sohbetinde sabahlanarak uykusuzluğu zindeliğine dönüştüren, konuşurken bir kitap okuduğu sanılan iyi şair Abdurrahim Kahraman sözüm meclistden dışarı demiş demesini de; azizim şu dörtlük ilaç gibi geliverdi:
ağzı burnu salyalı sümük içinde
sinekler danseder gübreli kıçında
boynuzu saplı kalmış dut ağacında
uyuzunu sürtünecek taş arar durur
Abdurrahim Kahraman ağabeyce bir ağırlıkla sakinleştirici bir şairdir ama bam teli çınladığında ortalığı kasıs kavururur. Kurşun hedefe varmadan hedef erir yok olur.
onlar için varsa yoksa kimden tarafsın
kime yakınsın kime uzaksın
halbuki yağmur biriktirir şair avuçlarında
şiirin ne olduğuna dair,en çokta umuda dair,barışa dair,aşka dair bir paylaşımda bulunayım,ne demişler anlayana sivri sinek saz,anlamayana ....
***
Şiir, o yıldızlı ortak hazine:
gerekiyordu
aramaya çıkmak aç karnına ve klavuzsuz kalan şeyi dünyada senden,
aya özgü aydınlığı,gizli başağı.
Anahtar,yalnızlıktan kalabalığa,
yitiyordu sokaklarda,ormanda,
altında taşların ve trenlerde.
İlk damgadır karanlık gidiş,
bir bardak suyun verdiği ağır sarhoşluk,
hiçbir şey yemeden doymuş gövde,
gururuyla dilenen yürek.
Ve daha nice şey,kitapların söylemediği
bir sevinçsiz görkemle dolu:
ezen taşı yavaşça koparıp atmak,
eritmek yavaşça maden filizini ruhun
sen okuyan kimse oluncaya dek,
su senin ağzında şarkı söyleyinceye dek.
Ve kolay iştir bu, su içmek kadar
ve boyuna doğmak kadar zor iştir
ve bir garip görevdir senin aradığın
aranınca saklanan,
bir gölgedir ya o çatlak çatıda
her bir oyuğunda bir yıldız vardır.
Som Şiir-P.Neruda/Kara Ada Şiirleri-Çev:Sait Maden
TÜM YORUMLAR (9)