Damlaya damlaya göl olmuyor
Artık yokluğa akıyor tüm sular
Gözler Boş bakıyor ama sözler
Can yakıyor, el yakıyor..
Kusurlar Ateş gibi yanıyor!
Yatağından kurumuş tüm ne varsa;
Sonbahar yetmiyor kış lazım buna
Bana, sana…; şansa ihtiyacımız var
Ah ne tesadüfler vardı eskiden
Artık hiç bir yol kesişmediğinden
Gerçekte olanlar tam saçmalık
Aptallar avuçlarını ovuşturuyor
Yanına kalan kâra tapıyor ahmak
Yerinde sayıyor en çok da sayıklıyor
Hayalleri gerçek olmuş sanıyorsa
Dünya çekilmez bir yer olmuş
Arkalarında bıraktıkları da yıkıntı
Aralarında fısır fısır konuşuyorlar
Ne dünün ne günün ne de yarının farkında
Çılgına dönmüşçesine hedefsiz koşuyorlarsa;
Konuşmaya değmez, değişmez değişemez
Çünkü yemin etmiş ezelden bazı ahmaklar
Akşam akşam gerekmez lafı da uzatmaya
Gecenin şerrinden sakınıp, duayla, Dalalım; sabaha yağmur muradına
Damlaya damlaya göl olsun umudum; inadına…
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 17.5.2023 12:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!