Damlalar İki Yüzlü Kumruzen

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Damlalar İki Yüzlü Kumruzen

Damlalar iki yüzlü Kumruzen. Bir yüzü senin içini kurutur, bir yüzü benim içimi ıslatır.
Sular yalancı, asıl yüreği ıslatan damlalar. Her damla değil, severek, içtenlikle akıtılan her damla okyanusların eşsiz dost olarak geçer.

Şimdi acılarımı yelkovana emanet.Ben zamansızlığa fünye. Patlamaya ya da sensiz dünyanın kucağından atlamaya yakın bir yar sanrısıyım.

Sen şimdileri giyinip acılarının şıklığında beni unutma ayinleri düzenlerken. Düzen değişiyor bilinçler arasında.
-Algılarımın yıldız sıcağında soyunuyorum geceler. Ay ve şem şahit.
Aşk kahin, sevda gidişine ayna. Ben görünmez, sen binlerce güzelin suretinde okunur.

Yazılmamışları da yazan yazdırılmış yazgının takviminde bir bir dökülüyor dünyam.
Sisi düş!
-Hissi düş!
-Mayınlı gidiş!
-Özümseniş sinmiş
Terk ediliş sarhoşluğunu içiren şey’ tanlığın deminde sensizlik zamana döllenmiş.
-Gaile bir hale soyunur soyut algılarım.
Ben bilinmez…
-Ben kirlenmez.

Çoşkun heveslerin d’ağından akan, aktivistim.
Gönülbazım. Meyhoşluğumun isimsiz süreci senden sonrasına yamalı. Bırakılmış geçmiş zamanların müdavimi değil, senli zamanların muavini.
-Yol yok, sen yok, yolculuk kendine yol. Şimdilik şimendiferini sözlerinin yoluna sermiş. Serilmiş bir akışın kışı gibiyiz.
Meczup olmuş vakiler. Varsıl bir düzen kurmuş hayal kırıklığı.
Can kırıklarını işlemiş bütün derslerden ders alan benlik.
-İnsan işi değilmiş sevmek. Dağa sunuldu aşk. Dağ gibi yüreği yoksa aşka karışmamalı.

Yüreğini ateşin özü yapmadan yakılmamak gerek sevdaya.
-Alacakaranlığında alalarımı sarmış güncelerin gün fazlasıyım. Kendime arttım.
Sanki bir gün gelecek gibisin zamanların dilinde. Bu yüzden
savruk hayallerin peşinatıyım. Düşlerimin düşmanlarına karşı seni gerçek bir sancı olarak algılıyorum.
-Hüzün kendi derdiyle meşgul. İşsiz kalmış bir genç gibi, sensiz kalmamış bir dünyanın çırasıyım.

Fay kırıklarımı depremlere sen yem ettin. İçimin haraplarında sen yaşadın acılarla.

-Bir istatistikin hesaplayamadığı mayalı sonrasızlık adılıyım.Her şeyin adımın yerini tutuyor.
-Her şeyin sıfat olarak kalıyor isminin önünde. Ekonometri çözemez bu reelden de öte yar sargılarımı.

Oğullanan arının uğultusu gibiydi terk edilişe dair sesli konuşmaların.Otomatik hareketler gibi,otomatik sözlerin sanki vardı.Ya da anlam olmadan otomatik yazmak, söylemek imkansız. Ben gidiş anında, başka mecralardaydım. Ben’i aşmıştım.

-Aramızda, aratıl uçurumlar.Düşmek üzereydim düşlere.
Hüzzam şarkıların dilinde, hazanlar dul kaçışlar sunuyordu yazıma, yazgıma.

Duyumsayış uyanışta.Uyanış, uyarıcılar takılı bitimlik. Sismik arayışların buluşma bulmacasında soru ben, bütün cevaplar, hatta çevredeki güzellerden destekli cevaplar sen. Soldan sağa doğru her sorunun cevabı var; ama yardan aşağı sorularında zorlandım.
-Vedasız kalmış kalışların kavındayım.Yanıldıklarında yandım.

-Huriliğin çöktüğü yalancı cennetlerde, cehennemi sunamaz.
- Muazzamlık azizeliğinde başlar,azizliğime kadar gelir.El aziz şahit olur.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 18.10.2012 00:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan