*Göğün cam buğusuna yazdım bende kalan sensizliğin isimsizliğini.
Yasak iki yıldızın gecesinde sakladım bende kalan seni.Gecelere sığmadı, hecelere kalmadı yadın.Samanyolu’nda şarkı söyledi sözlerine meftun gök cisimleri.El ele dile dile değildi.Yürek yüreğe sonsuz bir hoşluğu boşluğuna bıraktılar.
-Damla frekansında ilk damlan çalında yaramda.Sonra öncesizliğimi anlatan son damlanı istedim. Alıp benden çaldılar. Alıp beni benden çaldılar böylece.
Üşütüyor gidişin yeniden gelişini
kan revan hatıralar kanıyor sol yanımda
meğer vedanın ziliymiş son sözün
korsan bir dersmiş senden başkasını sevmek
kayıp özlemlerin medeniyetiymiş sensizlik
Acının istek parçasını istedik. Sen ağladın, ben yazdım bu ayrılığın künyesini.
-Şarkımız bitmeden aramızdaki elektrik kesiliyor.Kapkaranlık bir acıya bürünüyor demler. Bitmeyen şarkının ortasında sol yanın Ortadoğu gibi çalınıyor. İçimizdeki elektrikler kesildiğinde yüreği kanayan mumlar eridi benim için.
-Gözlerin siyaha geçmişti. Belki yeterdi bu yalnızlığı aydınlatmaya. Karanlıktan korkuyorsun , acıların karanlığından neden korkmadın ki?
-Benden giderken yüzün katran karasıydı.İçini sermişti yüzüne; ama yine de gitmiştin. Sen hangi tezatın tinisin. Hangi yüzeysel sanrının anısın.
Kaç derece karanlık var gidişlerinde bilemedim. Damlaların silgi olup vicdanımda yazdığın aşk sözlerini siliyor.Demek tek taraflı bir aşkın ekmeğini yemişsin.
-Demek bu aşkın mimarı benmişim? Sen bu gönül evinin sayhalık süsü olarak gelmişsin.
Yüreğe bulaşmış kinlerinden arınmamışsın demek.
Ufuk çekmecesine kilitlenmiş hayallerinin rimelleri dökülmüş. Makyajsız olunca amaçların beliriyor.Çok amaçlı gelecek haritandaki huzur, haz, hayal şehirleri beliriyor.
-Benden başkasına kent olmak düşüne mıknatıs oluyor heveslerin.
Sonra susup yalnızlığına alıştırmalar yapıyorsun.Susku lavları akıyor içinde.
-Gideceğin son istasyon erkek olunca raylardaki erkeksi yapıya güvenin yok. Yol eski. İlk insana kadar uzanıyor erkeklerin amaçlarındaki güvensizlik, haz yolu.
-Sadakatin hükmü hangi yüreğe kadar bilemedin? Eskinin eskisini arama gölgesinde sustun.
-Beni düşledin.Eskittiğin beni.
Oysa ben yeninin yenisiyim.Seni hep sevdim, sevdikçe insan yenileniyor sevgilim.
Aynı pozda secdeye kapanıyor kavuşmalarımız.Aynı sarılışa sarmaşık oluyor özlem.Aynı dokunuşa dokutuyor yürek halımız.
-Aynı sen’e yamalanıyor ben arası bir ben.
-İmkânsızlığın halatı kopuyor kopuşlarımızda.Senin damlalarından bir g’öl oluştu. Yabancı bandıralı bir güzelin ayakları değdi haz s’alıma.
-Islandım sensizliğe. Kendimden geçişleri yaşattı. Şeytan dalgalandırdı Salı.Düştüm işte bir sıcak su yatağına.Sonrasını sorma, seninle yaşadıklarımızın en kötü hali işte sevgilim.Belkisizliğin beygiri gibi yaşadık durduk sen içimde ağlarken.
-Bıraktığın y’astığın ağlama nakışlarını hiç sorma.N’akış kalmadı ki
her dem seni silerken.Dökülen saçları toplamak vebalime düştü sanırım.
*Sen ağlama, damlaların bende bütün ölülerin arkasında kalan acıyı derliyor.
-İçim ağlıyor.
*Ben ağlıyor.
Gelişin dudak uçlarıma kadar geliyor, gel diyemiyorum.
Artık gelme hakkını kullanmalısın.Son kullanım tarihi talihinde değil bensizliğin.
Dedim ya ben yeniden önce yeniyim. Seni severek, seni isteyerek, seni özleyerek yenileniyorum.
Kayıt Tarihi : 8.12.2011 19:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/12/08/damla-frekansinda-son-damlan-caliniyor-tinsu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!