Genç adam yorgun ve umutsuzca karanlık sokaklarda türkü söyleye söyleye
yürüyordu.Yanlızlığını biliyor ve kendine acıyordu.
Neydi genç adamı aylardır ayık tutmayan bu bilinmezlik!
Hepimiz merak etmekteydik.Dosttuk onunla ama o dostluğu bile
karanlığa gömüyordu son bir kaç aydır.
Yine ayık değildi o gece birdenbire merdivenlerden fırladı sokağa
Cebinde çorba içmek için ayırdığı son parası duruyordu.
Oysa kıyamadı parasına ve son bir şişe daha şarap aldı.
Eve dönerken loş ışıkların altında yüzlerini gizlemeye çalışan kadınlardan
birinin yanına usulca sokuldu.Bir kaç dakika sonra kafasını anlamsızca sallayıp mırıldanarak yoluna geri döndü.Merdivenlerden çıktı.Evin lambaları tek
tek yanıyordu.Sanki evin içinde birşeyler arıyordu.Birden bire balkona yöneldi
Holün ince oluşundan balkon perdesine sürtünerek geçti.Dönüp 'kahpe' diye
haykırdı perdeye.Balkondan sokağa bakıyordu ve yanlızlığına ortak edecek
yıldızların güzelliğine bakıyordu gökyüzünde.
Ansızın aklına yolda telefonunu aldığı telekız geldiCeplerini karıştırdı ama
kağıdı bulamıyordu.Sonra iyiki kaybetmişim diye kendini sakinleştirdi.
Bir kaç saat sonra kapı çarpmaları başladı.Ve genç adam hışımla kendini
karanlık caddelere attı.Ağlıyordu üstaelik şarabı da onu dibinden selamlıyordu.
Yağmur sokakları üşütmeye başlamıştı.Genç adam ansızın eve dönmeye karar verdi.Pervasızca koşarken ani bir fren sesiyle bütün caddeler
sessizliğe gömüldü.
Dostum artık arayıpta bulamadığı blinmezliğin tam içine girmişti
Aradan bir kaç gün geçtikten sonra
Boş daire bizler girdik ve lambaları teker teker yaktık.Dsotumuz'un
dairesinin her yanında fotoğraflar ve mektuplar yayılmıştı.Anlamıştık o anda
ama geç kalmıştık.
Yanlız kalmıştı o günlerce yaşadığı aşk acıya belenmişti.
Ve bizler onu acısını gördükçe yardım edememiştik.Çünkü biz karanlığa
gözlerimizi çakamadan ya da umutlarımıza onun yanlızlığını ortak edemeden
kendimizi baka baka kör etmiştik sanki!
Oda da elime geçen not;
EYVALLAH! diye başlıyordu.
Dostum kendi sonunu kendi hazırlıyormuş geride sokakta loş ışıklar
altında gezen eski bir aşk,gözü yaşlı ilgisiz bir aile ve onu anlamaya çalışamayan bizleri bıraktı.Uzun süre geceleri balkona çıkamadan
vicdanımızın vanalarını kendi iliklermize akıtarak kendimizi zehirleyerek
yaşadık.Bu acı yaşanmamış sayılamazdı.
Tıpkı onun kaybettiği sevda gemileri gibi.
Aradan yıllar geçti ve ben hala umutlarıma her gün yenilerini eklemek için
ve bir daha asla vicdanımı kendi içime akıtmamak için haykırarak
türkülerimi karanlıklara ve umutsuzlara söylüyorum.
Aşk,umut,acı,kan ve tükürülmüş suratlar.
İşte hikaye nin sonu ve anlamsızlığI! ..
Kayıt Tarihi : 20.12.2006 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ünv.yıllarında yaşanmış gerçek bir dostun kaybedilmiş ve arkasında bir çok kırık yürek bırakmış hikayesidir.Aylarca bu yanlızlığını anlayamadığım için kendimi affetmiyeceğim.Ve ben bu dizeleri yazarken onu düşündüm ve ona ithaf ettim.
TÜM YORUMLAR (1)