Damarıma basma çocuk
Ağlayıp ağlayıp durma yutkunarak karşımda
Bak, koşarak iniyor tepelerden bahar
Oysa hep akşamlardadır yüzün
Hüznün, güneşli dağları sarar neden?
Şu bina, zamana karşı duran ağır taş
Her hücresinde eskimiş hayat öyküleri
Eteklerinde inleyen
Binlerce yosun kokulu yaş
Kimler geldi, giden kim saymadım.
Şu yağmur kokulu cadde, şu sokak lambaları
Bir yanar, bir söner güçsüz ışıklarıyla
Onlar hep aynı, aynı yerde uyuklar
Mışıl mışıl,
Biraz daha küllenmiş anılara çaresizlikle
Tanık oluyorum bir suça sessizce.
Ardı arkası kesilmeden, açılıp kapanıyor kapılar
Yaşam savaşı, karanlığın aynası öyküler
Hiç duyulmamış, hiç anlatılmamış
Ölüm fermanları
Utanmasam, ağlayacağım.
Damarıma basma çocuk
Biri gider, öbürü gelir turuncu balonların
Sırtını karanlığa verip,
Güneşten haber getir, güneşten haber getir.
Kayıt Tarihi : 4.2.2009 13:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

melek ayaz
Sırtını karanlığa verip,
Güneşten haber getir, güneşten haber getir.
Tebrikler. Haddim değil ama ilk 10 puan demeden de geçemiyeceğim ve Müsaadelerinizle Listeme alıyorum.
Selam ve saygılarımla
Seyfeddin Karahocagil
TÜM YORUMLAR (3)