Ne zaman damda uyusam,
Yıldız kayar, dilek tutarım.
Dilde dua, Gönülde huzurum,
İşte böyle uykuya dalarım.
Gece serin, bahardır mevsim.
Damda uyumak, benim hevesim.
Sügükte, yün yorgan nevresim,
Birden, uykuya dalar gözlerim.
Şafak söker, ne güzel nizam.
Ezan sesiyle Mevla’ya kıyam.
Damda uyuyanın kalbi hişam,
Semada ahenk olur intizam.
Üstüme düşer tekneçeden güneş,
Dünyayı kucaklarcasına genleş.
Damda uyumak, uzak tatile eş.
Yer sofrası kurulur dilde hoşbeş.
Damda kahvaltı hazırlar anam,
Cennetten bir köşedir bu ortam.
Burada yaşayan sanır, yaşlanmam
Balabanı size daha nasıl anlatam.
Düğün evinin dama dikilir bayrağı.
Damadın damda köpünür yorganı.
Gelinlik kızın damda geçer zamanı,
Daha nasıl anlatsam size Balabanı.
Eskidendi damda oturan kalmadı.
Güzelim damlar çatı ile kapandı.
Önder Mehmet vefasız kalmadı,
Balaban a hasretlik yine kabardı.
Kayıt Tarihi : 2.1.2021 16:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocukluğumun her anı kıymetli, tıpki şiir gibi. Duygularımın yansıması olan şiirimde çocukluğumun geçtiği o güzelim kerpiç evlerimizin damlarında yani çatılarında geçen keyifli anları betimlemeye çalıştım. Damda geçen vakit bir kültürel yansımadır. Şiiri, yıldızları ,gökyüzünü kısacası sevmeyi biz damda öğrendik.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!