Sarmış deniz kızları gibi dalgalar bizi,
Uzun saçları gümüş, şeffaf tenleri fosfor.
Yumuşak başlarıyla sarsarak teknemizi,
Yolcu, gittiğin sahil nerde diye bağırıyor.
Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser,
Sulardan daha derin, yolun karanlıkları.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
vaaaay anasını vaaay...aaaah üstad ah titrettin yine içimi...mekanın cennet olsun...
''Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser,
Sulardan daha derin, yolun karanlıkları.
Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber,
Başımızı dövecek yalçın kayalıkları! ..''
''Şu akılsız garip başa, şimdi vurun, vurun biraz...''
Diye bir şarkı mırıldandım ben de...
Ey, büyük şair... Mekânın cennet olsun...
'Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser, Sulardan daha derin, yolun karanlıkları. Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber, Başımızı dövecek yalçın kayalıkları! Bu şiiri değerlendirirken zamanın şartlarını çok iyi bilmek gerekir. Üstadımız sanki bir dinsizlik ejderhası ile savaşmıştır. Üstadımızın aradığı devamlı hor ve hakir görülen muhteşem İslam Medeniyeti'dir. O yalçın kayalıklar aşılacak ve milletimiz hakkettiği huzura ve refaha kavuşacak inşaallah. Mekanın Cennet olsun üstadımız. Surdan bir gedik açtınız. Tekerlek tümsekte kalmayacak. Rahat uyuyunuz.'
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta