Dalgalan Karadeniz Şiiri - Yusuf Ter

Yusuf Ter
776

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Dalgalan Karadeniz

Sana çok canlar verdik
Dalgalan Karadeniz
Suyuna ağlar gerdik
Dalgalan Karadeniz

Deniz mahpusta yatar
Faşistler kurşun atar
15 komünist batar
Dalgalan Karadeniz

Ödül koydular başa
Peşinden koşa, koşa
Senin bu öfken boşa
Dalgalan Karadeniz

Suyun kızıla döndü
Aldığın 15 candı
Zalimler öldü sandı
Dalgalan Karadeniz

Garip Yusuf unutmaz
Sürüsüne kurt katmaz
Komünist insan yatmaz
Dalgalan Karadeniz


Yusuf Ter 11.04.2007
Saat 22:40 İsviçre

Yusuf Ter
Kayıt Tarihi : 11.4.2007 23:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Mustafa Suphiler Ölümsüzdür 29 Ocak günü, Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının ölüm yıldönümüydü. 84 yıl önce katledilen Mustafa Suphi, ülkemizin ilk komünistlerindendir. “Düşman gaddar, korkak ve kahpe... Dün Vilhelm Almanyasına memleketi satanlar, bugün İngilizlere sattılar. Yarın da Amerikalılara satacaklardır...” Bu sözler, öngörülü, komünist ve Kurtuluş Savaşı’nda sosyalistlerin de yer almasını düşünen Mustafa Suhpi’ye aittir. Mustafa Suphi ülkemizin ilk komünistlerindendir. 1908'lerden itibaren İstanbul'da çeşitli dergiler yayınladı, örgütlenme çalışmaları yürüttü. 1913'te Mahmut Şevket Paşa'ya düzenlenen suikastin ardından Sinop'a sürgüne gönderildi. Sinop'tan Rusya'ya geçen Mustafa Suphi, burada Rus devrimcilerle tanışarak Sovyet devrimine katıldı. Suphi 1918'de Rusya'daki Türkler arasında örgütlenmeye başladı. Osmanlı Sol Sosyalistleri Kurultayı'nı topladı. Komünist Enternasyonal'in Kuruluş Kongresi'ne katıldı. TKP Kuruluş Kongresi, 10 Eylül 1920'de onun önderliğinde toplandı. Kongreden kısa bir süre sonra da Mustafa Suphi ve yoldaşları Anadolu'ya gitme kararı aldılar. Bu esnada Anadolu emperyalistler tarafından işgal edilmiş. Osmanlı, tek bir kurşun sıkmadan vatanı satmıştır. Ancak, Anadolu halkı direnir, teslim olmaz. Bir ölüm-kalım savaşına girer. Halk, emperyalizme karşı direniş şiarını haykırarak direnme kararı alır. O günlerde Rusya’da Ekim Devrimi olmuştur, Bolşevikler iktidara gelmir. Lenin, Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı’na yardım etme kararı alır. Anadolu’ya silah ve para yardımında bulunur. Aynı dönemde Sovyetler Birliği’nde bulunan TKP’nin kurucusu Mustafa Suphi Kurtuluş Savaşı için, “Bu milli hareketin gelişmesi ve derinleşmesi hem işçi sınıfının ayağa kaldıracak, hem de genel olarak gelecek sosyal devrim için en elverişli zemini hazırlayacak” tespiti yapıyordu. Anadolu halkının, emperyalist işgalcilere karşı veridiği Kurtuluş Savaşı’nda halkın yanında olmak, savaşta doğrudan yer almak için Anadolu’ya gelme hazırlıkları yapıyordu. Bu kararı almalarında Mustafa Kemal'in 'TKP'nin TBMM'ye bir delegasyon göndermesini' isteyen mektubu da etkili olmuştu. 1920 Aralık’ında Suhpi ve yoldaşları yola çıktılar. TKP Merkez Komite üyeleri Hilmi Oğluhakkı, Ethem Nejat, Nazmi ve İsmail Çitoğlu’nun da aralarında bulunduğu en yakın 14 arkadaşı da yanında yer alıyordu. Sovyetler Birliği’nden Anadolu topraklarına tekrar ayak basmak; bağımsız, özgür bir ülke savaşına katılmak için 15 devrimci ülkelerine dönüyordu. Ancak Ankara’dakiler, onların gelmesinden korkuyorlardı. Halkın öncüleri olacaklarından, halka doğru yolu göstereceklerinden korkuyorlardı. Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı, Kemalistlerin kendilerine bir oyun oynayacağını düşünmemişlerdi. Suphiler her türlü olumsuzluğu göze almışlardı. Çünkü onlar devrimciydi. Kendi vatanlarına ayak basmak için, ölümü, tutsaklığı göze almışlardı. Anadolu’da ilk olarak Kars’a gelirler. Doğu Ordusu Komutanı Kazım Karabekir tarafından göstermelik bir tören düzenlenir. Törenin ardından, yapılan sinsi plan gereği TKP önderleri Ankara’ya doğru yola çıkarlar. TKP’liler yol boyunca satın alınmış adamlarca örgütlenen, taşlı sopalı saldırılara maruz kalırlar. Yapılan bu saldırılarla “halkın onları istemediği” görüntüsü yaratılmak istenmiştir. Mustafa Suphi ve yoldaşları güzergahlarını değiştirerek Trabzon’a yönelirler. Suphi ve yoldaşları 28 Ocak 1921'de Trabzon'a vardıklarında, jandarmalar tarafından silahları alınıp, elleri kelepçelenerek bir tekneye bindirildiler. Zorla denize açılması sağlanan teknenin ardından ise, Kemalist yönetimin kiralık katilleri başka bir tekneyle hareket ederek Suphi ve 14 yoldaşını denizde katlettiler. 29 Ocak 1921’de Karadeniz’de söndürülmek istenilen kıvılcım bugün yolumuzu aydınlatıyor. Bu kıvılcım Kızıldere’de, Çiftehavuzlar’da, Dersim’de, Karadeniz dağlarında, Toroslarda ve Ege dağlarında, 19 Aralık’ta, 19 Aralık’tan F Tipi Hapishanelere... alev olup büyüdü. Mustafa Suphi ve yoldaşlarını saygıyla anıyor, uğruna öldükleri inançlarına sahip çıkıldığını belirtiyoruz. Anıları mücadelemizde yaşıyor.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Ter