Dal Şiiri - Meltem Kaya

Meltem Kaya
84

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Dal

Uzaklardan bir yerlerden bir Anadolu türküsü
Bazen sızılı bir ırmak gibi, yüreği suda bir çakıltaşı
Bazen küçük bir çocuğun var yok dinlemez kıpırtılarının
...en coşkulusu…
Bazen çığlık çığlığa sessiz, bir dağ gibi
Bazen tüm sevdalı türküleri söyleyen.....

(Kendimle konuşmaktan yorgunum.
Ama sen sakın düşürme sazını elinden…)

Uzaklardan bir yerlerden bir Anadolu türküsü
Yemenisi solgun, mavi gülleri küskün
Yazgısına ölümler yazılmış, payına hasretlerin
...en sızılısı…
Say ki coşkun yağmur bir yanı…
Say ki depremlerden kuruyor bir yandan dünyayı…

(Atlılar tozu dumana katmasaydı bu kadar
Nalları bunca acıtmazdı gözbebeklerimi…)

Yağmur sanki kirpiklerimden içre...
Sorgusuz sualsiz yağıyor, yüreğim çakıltaşı
U-sul ve derinden yağıyor...
Yüreğim kankızıl bir gelincik tarlası…
İlk kez bunca sorgusuzum, kanıyorum, yanıyorum
Bunca tereddütsüz, vurgun, çakıltaşı değil artık yüreğim
Niye? Nereye kayboldu içimdeki zincir
Imkansız olanın güzelliği mi bu yaşadığımız…
...ya da ne? ..

Nedir bunca anlamlı kılan?
Bunca özlemlerle yol alıp büyüyen nedir?
Bir yola birlikte koyulmaların sevdası bu…
Paylaşımın, yoldaş olmanın
...ve yaşama adını veren değerlerin duruluğu..

(Yerine koyduğum değil, kıyasını yaptığım hiç değil,
kendi doğallığında bulduğum, ve yitirmeyi hiç istemediğim....
ama gel diyemediğim…bende kal diyemediğim…)

Oysa adım gibi biliyorum ben;
Ne sendin koşan, ne ben…
Koşan aşkın doru atları oldu,
Adını bile koyamadığımız, ama dur diyemediğimiz…
Oysa bir yanım kavgaya sevdalı olsa da benim
Bir yanım Karşıyaka gülüydü,
Bir daha hiç bu gökyüzünde uçmayacak
Bulut kuştu bir yanı
Kapanmıştı artık o yaşam sayfası,
...Ve ben o yazılacak tüm beyaz yaprakları atmıştım
Okyanusun en derin, en dipsiz, en kuytu yerine...
Sen karanlıkta bir fener gibi aldın gözümü,
Ne görkemli bir ışıktın….
Buldun o beyaz yaprakları,
(bulunmalı mıydı ey yar? …)
Hep sen de varsın içimde şimdi,
Bir avuç mavi su gibi kayıp gideceğini
Biliyorum ellerimin arasından berraklığının…

(Bir güzellikti yaşanan,-bedeli olmalı mı mutlaka-,
acı çekilsin diye değildi ama…çekmeyeceksin!)

Yaşam nehrinin kanatlarında bazen rüzgar olup...
Çoğu zaman da savrulup belki,
Görevler, sorumluluklar, sınırlar,
Sınırlarımız içinde
Akıp gittiğimiz...
Çoğu zaman bir DAL
O delice akışın içinde, tutunup soluklandığımız....

O dalsın işte!
Ya da liman mı dersin?
Yaşam ne taşırsa taşısın
O liman da hep yerin olacak,
Hep dinlenecek bir omuz,
Sıcak bir el, hiç unutma…

Teşekkürler sana…...
Bazen nehir, bazen dağ,
Bazen çocuk, bazen dal olduğun için....
Ölümlere meydan okuduğun için
İnadına yaşadığın için….
...Ve seni tanıdığım için yaşama da teşekkürler….

Nereden düştü de, bunlar sözcük oldu şimdi...
Bilmiyorum...içimdeki hasretin adı ne?
Ya da niye bunca sözcük doru taylar gibi koşuyor içimde...
Bilmiyorum…

(Bilmediğim ve bazen üzerinde çokça düşünmediğim her şeye rağmen ey ayyüzlü, gül kokuşlu sevgili! İçimin en çok doğallığını, gülüşünü sevişini biliyorum, içimin hiç kıyamayışını….)

Sevda bu işte!
Zehir gibi acı bir incirin
Birdenbire ballanmasına benzeyen.....
Ve hazan da olsa kapımıza dayanan,
Mevsimi hiç geçmeyen.....

Meltem Kaya
Kayıt Tarihi : 2.7.2004 16:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Julıe Berrıe
    Julıe Berrıe



    Dal

    Uzaklardan bir yerlerden bir Anadolu türküsü
    Bazen sızılı bir ırmak gibi, yüreği suda bir çakıltaşı
    Bazen küçük bir çocuğun var yok dinlemez kıpırtılarının
    ...en coşkulusu…
    Bazen çığlık çığlığa sessiz, bir dağ gibi
    Bazen tüm sevdalı türküleri söyleyen.....

    (Kendimle konuşmaktan yorgunum.
    Ama sen sakın düşürme sazını elinden…)

    Uzaklardan bir yerlerden bir Anadolu türküsü
    Yemenisi solgun, mavi gülleri küskün
    Yazgısına ölümler yazılmış, payına hasretlerin
    ...en sızılısı…
    Say ki coşkun yağmur bir yanı…
    Say ki depremlerden kuruyor bir yandan dünyayı…

    (Atlılar tozu dumana katmasaydı bu kadar
    Nalları bunca acıtmazdı gözbebeklerimi…)

    Yağmur sanki kirpiklerimden içre...
    Sorgusuz sualsiz yağıyor, yüreğim çakıltaşı
    U-sul ve derinden yağıyor...
    Yüreğim kankızıl bir gelincik tarlası…
    İlk kez bunca sorgusuzum, kanıyorum, yanıyorum
    Bunca tereddütsüz, vurgun, çakıltaşı değil artık yüreğim
    Niye? Nereye kayboldu içimdeki zincir
    Imkansız olanın güzelliği mi bu yaşadığımız…
    ...ya da ne? ..

    Nedir bunca anlamlı kılan?
    Bunca özlemlerle yol alıp büyüyen nedir?
    Bir yola birlikte koyulmaların sevdası bu…
    Paylaşımın, yoldaş olmanın
    ...ve yaşama adını veren değerlerin duruluğu..

    (Yerine koyduğum değil, kıyasını yaptığım hiç değil,
    kendi doğallığında bulduğum, ve yitirmeyi hiç istemediğim....
    ama gel diyemediğim…bende kal diyemediğim…)

    Oysa adım gibi biliyorum ben;
    Ne sendin koşan, ne ben…
    Koşan aşkın doru atları oldu,
    Adını bile koyamadığımız, ama dur diyemediğimiz…
    Oysa bir yanım kavgaya sevdalı olsa da benim
    Bir yanım Karşıyaka gülüydü,
    Bir daha hiç bu gökyüzünde uçmayacak
    Bulut kuştu bir yanı
    Kapanmıştı artık o yaşam sayfası,
    ...Ve ben o yazılacak tüm beyaz yaprakları atmıştım
    Okyanusun en derin, en dipsiz, en kuytu yerine...
    Sen karanlıkta bir fener gibi aldın gözümü,
    Ne görkemli bir ışıktın….
    Buldun o beyaz yaprakları,
    (bulunmalı mıydı ey yar? …)
    Hep sen de varsın içimde şimdi,
    Bir avuç mavi su gibi kayıp gideceğini
    Biliyorum ellerimin arasından berraklığının…

    (Bir güzellikti yaşanan,-bedeli olmalı mı mutlaka-,
    acı çekilsin diye değildi ama…çekmeyeceksin!)

    Yaşam nehrinin kanatlarında bazen rüzgar olup...
    Çoğu zaman da savrulup belki,
    Görevler, sorumluluklar, sınırlar,
    Sınırlarımız içinde
    Akıp gittiğimiz...
    Çoğu zaman bir DAL
    O delice akışın içinde, tutunup soluklandığımız....

    O dalsın işte!
    Ya da liman mı dersin?
    Yaşam ne taşırsa taşısın
    O liman da hep yerin olacak,
    Hep dinlenecek bir omuz,
    Sıcak bir el, hiç unutma…

    Teşekkürler sana…...
    Bazen nehir, bazen dağ,
    Bazen çocuk, bazen dal olduğun için....
    Ölümlere meydan okuduğun için
    İnadına yaşadığın için….
    ...Ve seni tanıdığım için yaşama da teşekkürler….

    Nereden düştü de, bunlar sözcük oldu şimdi...
    Bilmiyorum...içimdeki hasretin adı ne?
    Ya da niye bunca sözcük doru taylar gibi koşuyor içimde...
    Bilmiyorum…

    (Bilmediğim ve bazen üzerinde çokça düşünmediğim her şeye rağmen ey ayyüzlü, gül kokuşlu sevgili! İçimin en çok doğallığını, gülüşünü sevişini biliyorum, içimin hiç kıyamayışını….)

    Sevda bu işte!
    Zehir gibi acı bir incirin
    Birdenbire ballanmasına benzeyen.....
    Ve hazan da olsa kapımıza dayanan,
    Mevsimi hiç geçmeyen.....
    (gerçekten güzel ve akıcı 1 şiirdi güzel yüreğinize sağlık)


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Meltem Kaya