B enim tal'at-ı yâre bağlı kalan dâima
E sma-ı âşık ile derman bulan dâima
N evbet-i nûru sırayla tutarız Halid'le
U yk-ı ışka nöbette benim dalan dâima
N ihal misali uzayıp giden boyun mudur
U zayıp arşı geçip ferşi delen dâima
T emren zehirli ise yine atma ne olur
M edar-ı bela olup odur gelen dâima
A şık-ı irfan olup gezsem usanmazam ki
M im u lam için benim deli olan dâima
O kutanlar elifi bilmez mecnun-u nű num
N ű n nű n diye dirilip benim ölen dâima
U sanmaz âşıkıyam,daim adın okıyan
R üzgar-ı sevdasıyla hem savrulan dâima.
S âyesi de ışığı da birdir bana fakat
İ nci u la'lidir kıymetli olan dâima
M eyhane unutulmuş,unutturulmuş şarap
A yağa ne hacet gözümdür el'an dâima
Y akub'un unutmak ne mümkün çeşm-i hunını
A ğlayıp temhisle,gül gibi solan dâima...
R aks severem olursa bir rakkase de cânân
İ kimiz uralım raks u cevelan dâima
L ale nur, benefşe nur,yasemen nur nergis nur
A ncak yeni kalan nur varsa gülân dâima
K aldır alıp elimden yerden beni sevgili
İ sterim rahmet hem sen gibi ceylan dâima
N eden beni etmezler sana gılman dâima
aziz okuyucuların dikkatine; yukarıdan aşağıya ilk harfler okunduğunda 'ben unutmam o nur-sima yari lakin' ve ikinci kelimelerin ilk harfleri de yukarıdan aşağıya okunduğunda 'tanımaz bile nasıl unutsun yar beni' olduğu görülecektir) (bkz. Nuraynım)
Açıklama:
Beyit:Sevgilinin güzelliğine bağlanıp hastalanan ve aşıkların isimlerini sayarak iyileşen benim.
Beyit:Ben ve Halid (Halid ibn-i Zeyd meşhûr Ebâ Eyyûb El Ensari) Nûr'(Hz. Rasulullah) un nöbetini sırayla tutarken aşk uykusuna nöbette daima dalan bendim.
Beyit: taze fidan gibi uzayan; böylece Arş'ı geçip Ferş'i delen senin boyun mudur?
Beyit: Eğer temren (okun ucundaki demir) zehirli ise atma. Zira o zaman bela merkezi olarak gelen o oktur.
Beyit:ben irfan aşıkı olarak gezsem usanmam. Nitekim mim ve lam için deli olan benim.
Beyit:Elif harfini okutanlar bilmez ki ben nun harfinin mecnunuyum. 'Nun nun' diye dirilip ölen de benim.
Beyit:Ben sevgilinin usanmaz ve uslanmaz bir aşıkıyım ki onun devamlı adını söylerim. Bir de onun sevdasının rüzgarıyla bir paçavra gibi savrulan da benim.
Beyit:Sevgilini,n saçtığı ışık veya gölgesi bana göre aynı kıymettedir. Fakat halkın nezdinde kıymetli olan onun la'l taşı gibi kırmızı ve değerli dudakları ve bir de inci misali dizilen dişleridir hiçbir zaman değer yitirmeyen.
Beyit:Aşıklar meyhaneyi unutmuş ki bazıları onlara şarabı unutturmuştur. Kadehe gerek yoktur benim gözüm zaten şarap kadehi gibidir. Ve şarap gibi kırmızı yaşlar döker
Beyit:Ya'kub'un kanlı gözyaşlarıyla ıslanan gözlerini unutmak mümkün değildir ki O Yakub imtihan ile gül gibi solmuştur.
Beyit: Eğer bir rakkase de sevgili olursa raks (dans) severim. Böylece el ele tutuşup raks edelim ve dolaşalım.
Beyit:Lale,menekşe,yasemin ve nergis çiçekleri de nur olabilir ancak daima yeni taze kalan bir nurlu çiçek türü varsa o da ancak gülân(güller) dır.
Beyit: Ey Sevgili elimden tut kaldır beni yerden. İsterim ben Rabb'imden önce rahmet sonra senin gibi bir ceylan daima.
Son Mısra': Neden beni sana köle etmezler ki senin cennette hizmetini yapayım.
Kayıt Tarihi : 7.1.2004 17:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Tanrıkulu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/01/07/daima-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!