Vardım ki
Ateş burgacındaki ellerini
Göğsümüze bastırmış ilkyaz
Su yüzeyinde salınımsız üç beş yaprak
Bir dönenceye beddua eden üç otuz gün.
Gördüm ki yok kimse.
Uykuları beş yerinden delik deşik eden
İnatçı karanlık her birimizi çekiştirip koynuna
Sus parmağı yüreklerin dış kapısında
Dedi ki
Kalbe ferahlık dökmek yasaklanmıştır bu vahada.
Gözlerimiz iki büyülü çöl
Bir büyük serap tam ortasında işportaya düşmüş gövdelerimiz
Nazımız kendimize sabrımız yetersiz
Etimize saplanan şiş
Toprakta barut kokuları siren seslerinde çıldırış
Hiçbir tekkeye derviş kılmıyor bizleri yaşam
Dilimiz Yunusun düz tomrukları gibi ak değil
Anladım ki
Ne imbat ne şafak maya tutmuyor yüreğimizde.
Uyanamıyoruz ölüm uykularından
Topraklarımız bilmem kaç katilin anı defteri…
Vardım ki
Ateş burgacında ilkyaz
Göğsümüze fena basmış mührünü
Nereye gidip döneriz gece gündüz
Kaç sözcükle anlatılabilir ihanetin döktüğü tek damla kan
Durult bizi ey yazgı arala perdelerimizi
Çıkmak çok güç bu araftan…
otuzhaziranikibinonlatı
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 30.6.2016 12:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Renklerden renk beğenmek, ateşin hangisine razı olmakla ilintili gibi duruyor..
Ama bilinendir..
'İhanet, aşkın panzehiri olamaz..'
Tersinden bakmalı.. Kahredici günleri unutmak için, 'aşkın rengi' iyi gelebilir belki..
Kutlarım Necdet.
Çıkmak çok güç bu araftan…
çıkmak güç olabilir ama umut hep vardır... çaba her şeyin üstesinden gelir... serbest şiirin en güzel örneklerinden birini okudum... bu güzel şiir çin sizi kutlarım necdet bey, tebrikler
Nasıl ki kan kanla yıkanmaz, yanlış da yanlışlarla düzeltilemez. Böyle bir formül yok.Aklın yolu birdir.
'Bir deli bir kuyuya bir taş atar, yüz akıllı onu çıkarmaya çalışır da başaramaz.' Biz daha atılan taşları temizleyemedik ki...
Yaşayabilmek bir rastlantı olarak kalacak bu pisipisine seri ölümler ülkesinde.Kanlı katillerin anı defterlerine kazınan isimler artacak, artacak artacak...
İşte bunu görenler, bilenler, anlayanlar...Artık yeter!... Terörün vatanı, cinsiyeti, aklı, mantığı yok... Gün birlik, beraberlik günüdür. Tek yürek, tek bilek olma günüdür. Uyanma, uyandırma günüdür. Yeter!...
Bu değerli yürek sesinize ekleyecek söz çok öğretmenim. Fakat üzüldüğüm: sözler hep kağıtlarda kalıyor.
YAZIYORUZ, YAZIYORUZ, YAZIYORUZ... NE DEĞİŞİYOR? KİMİN UMURUNDA?...
'Eski tas, eski hamam' değişen ne var? Ama eminim, değiştirecek bir şeyler olmalı...
Kutluyorum değerli şiiri ve sizi öğretmenim. Duygularımıza ses olmuşsunuz. Mükemmeldi...
Nasıl ki kan kanla yıkanmaz, yanlış da yanlışlarla düzeltilemez. Böyle bir formül yok.Aklın yolu birdir.
'Bir deli bir kuyuya bir taş atar, yüz akıllı onu çıkarmaya çalışır da başaramaz.' Biz daha atılan taşları temizleyemedik ki...
Yaşayabilmek bir rastlantı olarak kalacak bu pisipisine seri ölümler ülkesinde.Kanlı katillerin anı defterlerine kazınan isimler artacak, artacak artacak...
İşte bunu görenler, bilenler, anlayanlar...Artık yeter!... Terörün vatanı, cinsiyeti, aklı, mantığı yok... Gün birlik, beraberlik günüdür. Tek yürek, tek bilek olma günüdür. Uyanma, uyandırma günüdür. Yeter!...
Bu değerli yürek sesinize ekleyecek söz çok öğretmenim. Fakat üzüldüğüm: sözler hep kağıtlarda kalıyor.
YAZIYORUZ, YAZIYORUZ, YAZIYORUZ... NE DEĞİŞİYOR? KİMİN UMURUNDA?...
'Eski tas, eski hamam' değişen ne var? Ama eminim, değiştirecek bir şeyler olmalı...
Kutluyorum değerli şiiri ve sizi öğretmenim. Duygularımıza ses olmuşsunuz. Mükemmeldi...
TÜM YORUMLAR (5)