Karanlığa yaslanmış sevda yorgunu,
Mühürlenmiş gama yüreğim dağlar.
Kıran yemiş kervanlarda malım var,
Bu yüzden ümitten ırağım dağlar.
Ceht ettim valsına eremedim ki,
Zalim olup tuzak kuramadım ki,
Hayâ ettim elden soramadım ki,
Olmadı cihanda dileğim dağlar.
Gönlüm sende olsa savrulmaz mıydın?
Hicran ateşinde kavrulmaz mıydın?
Vefasız bir dosttan ayrılmaz mıydın?
Söndü yine sevda çerağım dağlar.
Hani sende bir dem kavga kuranlar?
Er olup da Çamlıbel’de duranlar,
Vakte mi yenildi devran sürenler?
Meğer bir yoklukmuş süreğim dağlar.
Ferhat’ın gürzünü vurduğu zaman,
Kerem Aslısını sorduğu zaman,
Zalim avcı tuzak kurduğu zaman,
Kırılır kanadım, teleğim dağlar.
Bil ki mecnunluğum çölden değildir,
Feryadım figanım gülden değildir,
Bu derdim efkârım kuldan değildir,
İnşirah bulur mu yüreğim dağlar?
Ben bu vadilerde çok tuğyan gördüm,
Yırtıldı gömleğim çok bühtan gördüm,
İnsanı insana bir ihsan gördüm,
Aşığın gönlüdür durağım dağlar.
Soluğumuz sende bir rüzgâr oldu,
Her ayrılık canda intizar oldu,
Secde kıldı gönül tövbekâr oldu,
Membaına akan ırmağım dağlar.
Yüreğimde nedametim gizlidir,
Mücrim kulum kıyametim gizlidir,
Bir yoklukta felaketim gizlidir,
Kinden, adavetten ırağım dağlar.
Aynı kıvılcımla har olduk bugün,
Rüzgârında donduk kar olduk bugün,
Tur olduk âlemde sır olduk bugün,
Gizli benim duam, dileğim dağlar.
Ashab- Kehf sende mihman olurdu,
Lokman her çiçekte deva bulurdu,
Resuller sıdıklar sende kalırdı,
Sükût eyler gülüm, çiçeğim dağlar.
Fecir diye bir yıldıza kanmışım,
Kor olmuşum, köz olmuşum, sönmüşüm…
Pınarından su ver bana yanmışım;
Bade diye içip kanayım dağlar.
Kayıt Tarihi : 13.5.2014 22:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)