Toprak kokusu sinmiş ellerime,
Çatlak taşların arasından fışkıran yeşil otlar,
Her sabah uyanır gibi dağlar, yüzyılların uykusundan.
Çınar ağaçlarının gölgesi, ağır bir örtü gibi serilir yerlere,
Bir çocuk gibi sarılır toprağa, hasretle.
Her dalında bir hikâye, her yaprağında bir şiir gizli,
Rüzgâr uğuldadıkça fısıldar; dağların kadim sırlarını.
Güneşin sarı ışıkları,
Zamanın kaybolduğu,
O uzak köylerde dolaşır;
Bir avuç kömür karası göz,
Kara puşisi başında, omzunda ağır küfe,
Adımlarında bin yıllık bir yorgunluk.
O, gözleriyle konuşur toprağın diliyle,
Her adımda taşların sesini duyarsın,
Kırılmış bir kalp gibi yankılanır vadilerde.
Gece çöktüğünde ise,
Gökyüzü, karanlığın sonsuzluğunda kaybolur,
Ay, kocaman bir kavga gibi doğar ufuktan.
Sessizliğin içinden gelen bir hışırtı,
Belki de bir kurdun ulusu,
Belki de dağların kendi kendine mırıldanışı.
Bir avcı kaybolur gecenin içinde,
Yüreği kadar karanlık, adımları kadar ağır.
Her nefesi dağların derin çığlıkları gibi yankılanır,
Her düşüncesi bir dağın doruğunda yankılanan haykırış gibidir.
Ve her sabah,
Gözlerinin dibinde bir umut filizlenir yeniden.
Toprağa karışan, yağmurda çözülüp derelere akan,
Bir avuç dua gibi dağların kalbine varır.
Her taşın, her yaprağın, her dağın bir adı vardır,
Ama kimse bilmez, kimse söylemez.
Sessizlik bu yüzden ağırdır, kelimeler dağlara tırmanmaz.
Çünkü bilir dağlar,
Susmak da bir dildir bu topraklarda.
Zaman akar, insanlar göçer,
Ama dağlar, hep bekler sabırla,
Gelecek bir ses, bir adım,
Bir yüreğin ağırlığıyla yankılanan bir öykü bekler dağlar.
Ve işte o zaman,
Anlarsın; bu dünya, hep dağların omzunda durur.
Kayıt Tarihi : 15.10.2024 00:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rüstem Badıllı 3](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/10/15/daglarin-ruhu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!