yorgun, istanbul sokaklarında, gri
seslenerek yağmurlara, yıldızlara
canlı bir cenaze taşıdılar
dört güzel kuş omuzlarında
çok hızlı atıyordu
nabzı çiçeklerin
bahar gelmişti
ovaların bağların içinden
beklemedeydi hızır’ı bahar
karıncalar serçeler taşıdı
yedi veren güllerini
yusuf kokan çiçeklerle
baharın dalgın saçları içinde,
güneşleniyordu umut
bulutların karanlığından
süzülüp kuyulardan gelen
av kokusunu yayan ses
ah. kuşların sesi
başka baharlarda kalan
yapraklar arasında kurumuş
hangi cansız beden
yoksa kuşların, güvercinlerin
kanatlarında biriken rüzgârlara
at sürülen ülkelere
hüzün bakışlarını bırakan
senin kokunu arayan
yoksa sen miydin, ey aşk
tabiatı doyuran güneşin suyu
yusuf’un ahlâk gömleğiyle
isa’nın havarileriyle
azize kimliğiyle meryem’in
yakub’un sulanan gözleriyle
ateşiyle meryem kuşunun
geliyor bahar
dağların göğsünde güneş
kuşların sesiyle geldi bahar
güle oynaya bahçende çiçekler
güller, laleler ve menekşelerle
kuşlar geldi ah. bahar geldi
kuşların ölüm haberi düştü
sen ve kuşlar
ah kuşlar
Kayıt Tarihi : 9.6.2016 10:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!