Dağların başı duman
içime çöken bir sessizlik gibi ağır.
Patikalar adını unutur akşam olunca,
rüzgâr, cebimdeki bütün sözleri savurur.
Bir keçi çanı uzaktan, ince bir umut,
kayaların kalbinde yankı olur.
Su, taşın sabrını öğütür yıllarca,
benim içimdeki ağrı da yavaş yavaş uyur.
Dağların başı duman;
gözlerimde gri bir örtü.
Yokuşu omuzlarım taşır,
dizlerimle konuşur yeryüzü.
Bir avuç ılık nefes alırım,
adını buhara yazarım kısaca.
Silinir hemen olsun;
bilirim, iz kalır insanın içine.
Bir çam ağacına dayanır sırtım,
reçine gibi akar içimden keder.
Kokusu çocukluğum, gölgesi annem,
bir dua gibi genişler göğsümde seher.
Dağların başı duman;
ama güneş, sisin içinden öğrenir doğmayı.
Ben de öğrenirim:
her sabah biraz daha eksiltmeden var olmayı.
Ve bak, en dipte bir patika belirir:
ince, inatçı, neredeyse görünmez.
Adım atınca taş fısıldar bana:
“Yalnız değilsin, rüzgâr bile arkadaş.”
Kayıt Tarihi : 6.10.2025 04:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!