Tanrıların evidir dağlar,
Olimpos'lar, Elburs'lar, Hira'lar,
Amanos'lar, Himalaya'lar, Sina'lar, Kafkas'lar,
Karanlıkta büyüyen uyku masallarının çadırı oldular,
Dinin sığınağı, korkunun kaynağı.
Ateşe dönüşüp, yağarlardı insanların üzerine,
Duman olup, boğarlardı köyleri ve kasabaları,
Dururlardı hep hayaletler gibi,
Dünyanın başında, kanlı kılıcı olan bir general gibi,
Ve tanrıların gazabı,
Bir tiranın kırbacı gibi şaklardı,
Çıplak sırtları üstünde,
Günleri kara, fakir insancıkların.
Ağızlarından kül ve lav fışkırtan,
Canavarlardı dağlar,
Bunlar çoğaltıldı, abartıldı ve çok yayıldı,
Ve bir gün, cehennem ateşinin ocağı oldular.
Periler, melekler, cinler, şeytanlar,
Felaketler ve kanlı alametler,
Boğan ve kurtaran kuşlar,
Masal üstüne masal,
Uyduruldukça uyduruldular.
Sonra bunlar, beylerin zenginliği,
Kölelerin sefaletine dönüştüler,
Efendilerin kapılarındaki beslemelerce,
Doldurulup nimet ve dualarla,
Usta işi bir kitap gibi hazırlanıp,
Sokuldular ezilenlerin zihinlerine.
Kayıt Tarihi : 10.3.2024 13:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!