Dağlar Şiiri - Yorumlar

Nihat Malkoç
1596

ŞİİR


30

TAKİPÇİ

Neden böyle hicrana bürünürsünüz dağlar?
Zamanın aksine genç görünürsünüz dağlar

Bu kızıl akşamların taşırsınız yasını
Sis çökmüş ufuklarda dövünürsünüz dağlar

Destanlaşan aşkları taşıyıp bağrınızda

Tamamını Oku
  • Gökan Öztürk
    Gökan Öztürk 08.02.2005 - 12:44

    Selamlar Üstadım... Yazılarınızı şimdi okudum.. Sonuna kadar haklısınız.. Burda her şiire güzel diyorlar.. Hiç mi kötü şiir yok... Ve de yorumlar yüzde doksanı güzel iyi felan filan vs... Bence de bu böyle olmamalı... OLduğu sürece zaten ŞİİR adına bir gelişme gösteremeyiz ülke olarak yerimizde sayar dururuz... Zaten ŞİİRİN' üstünde pek fazla durmadığımız için pek eleştiri yapmadığımız için önüne gelen ben ŞAİRİM diyen piyasada geziyor.. Şiir bu kadar basit ve ucuz olmamalı.. Dediğim gibi söylediklerinize katılıyorum... Başarılar diliyorum üstadım.. Ellerinden öperim.. Yüreğin dert görmesin.. Gökan Öztürk Kardeşin...

    Cevap Yaz
  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç 08.02.2005 - 01:01

    Muhterem Yürek Dostu;
    Sevgili Ertuğrul Kapusuzoğlu abi;

    Bir şekilde edebiyat öğretmeni olduğu hâlde edebiyatın derinliklerinden bîhaber olan o kadar çok öğretmenimiz var ki! ...Bu değerlendirmenize gönülden katılıyorum..
    Antoloji.Com’daki şiir değerlendirmelerine bakıyorum da iki üç kelimeden ibaret çoğu…”Güzel olmuş….Tebrik ederim…Yüreğine sağlık…” gibi alışılagelmiş rutin ifadeler…Ben bunlardan hiç zevk almıyorum..Çünkü çoğu lâf olsun,gönül alsın kabilinden…Bu nedenle sizin,değerlendirmelerinizi uzun tutmanız beni fevkalâde memnun etti…Kaleminizin güçlü olduğu her hâlinden belli….Ben Antoloji.Com’da bazı kişilere uzun uzun değerlendirmeler yazdım..Fakat ne yaptılar biliyor musunuz? Tenkitlerimi beğenmedikleri için şiirlerinin altından sildiler..Bu tahammülsüzlük beni çok üzdü…Onun için sizin değerlendirmelerinizi hoşgörüyle karşılıyorum…Hem de faydalı ve yönlendirici buluyorum..Onun için de bana gönderdiğiniz e-mektupları “Dağlar” adlı şiirin yorum sayfasına ekledim…Bundan sonra şiirlerimle ilgili yorumları,şiirlerin altındaki “Yorumlar” sayfasına yazarsanız memnun olurum.Çünkü bu eleştirilere benim kadar diğer Antoloji.Com üyelerinin de ihtiyacı var.Bu arada ben sizi tartışma ve paylaşım gruplarından,tarafımdan kurulan MUHABBET BAĞININ GÜLLERİ grubuna katılmaya çağırıyorum.
    Sevgi,saygı ve muhabbetlerimle! ...
    M.Nihat MALKOÇ
    Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

    Cevap Yaz
  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç 08.02.2005 - 01:00

    Merhaba üstadım.
    Lütfedip cevapladınız sağolun.
    İzninizle bu sefer desturla gireyim.


    'Şimşek çakar,gök gürler,yağmur sağar,sel olur
    Çirkin talihinize yerinirsiniz dağlar'

    (Yanlış anlaşılmaktan, hele hele sizin tarafınızdan yanlış anlaşılmaktan korkardım ve korktuğuma uğradım. Alaycı ifade mi? Ne münasebet hocam. Tam aksine, şair isterse sağar. Bendeniz sağarı daha şiirsel buldum ve şair isterse sağar dedim. Şair isterse niçin yağmuru sağamasın, elbette sağar. Ama klavyenin azizliği diyorsanız, doğrudur. Bence her ikisi de doğrudur.

    Heceleri saymamışım, eyvallah!
    Fakat siz yine de şiiri sesli olarak okuyunuz.

    'Şimşek çakar,gök gürler,yağmur sağar,sel olur
    Çirkin talihinize yerinirsiniz dağlar'

    çak, gürle, sel ol, sonra da çirkin talihe yenil.
    O kadar yükseğe çıktıktan sonra, tahile yenilmekten tökezledim.
    Birinci dizedeki yüksek heyecan, sanki daha da yükseleceğine......
    Her zaman hece sayısı kurtarmıyor, belki de azizlik, birinci dizedeki hecelerin uzunluğu, ikincideki kısalıklarda.

    Size bir şeyler öğretmek haddiniz değil. İrtibatı koparmaya da hiç niyetim yok; fakat edebiyat öğretmeni olduğunuz için değil.
    Ben edebiyat öğretmenlerini çok iyi tanırım.
    Bugün bir yerlerde isem, inanın sayelerinde,
    Kusura bakmazsanız, size bu muhteşem şiiri yazdıran Edebiyat öğretmenliğiniz değil.
    Eh, ben de yıllarca öğretmenlik yaptım dememe gerek yok.
    Yine altını çizeyim, sizin bu muhteşem şiirinize acizane yorum getirecek ikinci bir babayiğit çıkmış olabileceğini zannetmiyorum.
    Yorum-tenkit iyidir be benim güzel hocam.
    Hele hele iyi niyetli olursa.
    .....
    :)
    Başta, biri ağabeyi, diğeri bir küçük kardeşim olmak üzere iki edebiyat öğretmenim var.
    Şiirde Edebiyat öğretmenliğini bir kenara bırakabilirim; fakat dediğim gibi irtibatı hiç bir şekilde kopartmak istemem.
    Hele hele size ihtiyacım varken.
    İstirham etsem.
    Google'a KÜÇÜK ANILARDA BÜYÜK SIRLAR yazınız.
    Zamanınız varsa elbette.
    O kitap çok önemli.
    Bendeniz editörüyüm.
    Ek bilgi isterseniz, buradıyam.
    Saygılarımla.
    Sizi sadece bu şiirinizle görmedim.
    Haberiniz yok ama, takiptesiniz ve sizi hayranlıkla epeydir izliyorum.
    Sonunda hoşgörünüze sığınarak Molla Kasımlık ettim.
    İsabet oldu ki ve tanıştık.

    SAygılarımla.

    Ertuğrul Kapusuzoğlu

    Not: “Dağlar” isimli şiirimle ilgili sayın Ertuğrul Kapusuzoğlu’nun bu ikinci değerlendirme yazısı,kişisel e-mektup adresime gelmiştir.Önemine binaen tarafımdan,verdiğim cevap yazısıyla birlikte yorumlar sayfasına alınmıştır.(M.Nihat MALKOÇ)

    Cevap Yaz
  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç 08.02.2005 - 00:26

    Muhterem Dost;

    “Dağlar” isimli şiirimle ilgili olarak yaptığınız uzun değerlendirme,şiiri ciddiye aldığınızı göstermektedir.Bu nedenle size şükranlarımı sunuyorum.

    “Suların gölgesinde,ölüm sessizliğinde
    Hazan gelir,libastan arınırsınız dağlar”

    Yukardaki mısrada “hazan” ile kastedilen güz(sonbahar) mevsimidir.”libas” elbise(giysi) demektir.Dağlar veya genel anlamda dağların üzerindeki cümle mahlûkat(ağaçlar,çimenler,yeşillikler) sonbaharda büyük bir değişime uğruyor.Ağaçlar yapraklarını döküyor.Çimenler ve yeşillikler yok olup gidiyor…Çıplak bir hâl alıyorlar..Dikkatinizi çekerim; bunların yeri başka bir şekilde doldurulmuyor.Farzedelim ki insan, üstündeki elbiseleri çıkararak anadan üryan hâle geliyor.Başka bir libasa(elbiseye) bürünmüyorlar…Arınıyorlar; katışıksız,arı duruma geliyorlar.Rahatlıyorlar…Üzerlerindeki yükü atıyorlar…Buna soyunmak da diyebilirsiniz…Fakat hem kafiye gereği,hem de şiirde soyutlama zarureti bu kelimeyi o şekilde kullanmayı gerektiriyor…Şiirde düz ve konuşma dilindeki ifadeler kütük kalır…

    “Şimşek çakar,gök gürler,yağmur sağar,sel olur
    Çirkin talihinize yerinirsiniz dağlar”


    Bu beyitte “yağar” yazmam gerektiği hâlde sehven “sağar” yazmışım…Bunun sehven olduğunu anlamış olmalısınız…Bu hususta beni uyardığınız için teşekkür ediyorum…Gözden kaçabiliyor bu gibi şeyler…Klavyenin azizliğine uğradık! …Demek ki bundan sonra bir değil,iki kere kontrol etmeliyim yazdığım şiirleri…
    Fakat “Yağmur yağar mı sağar mı? Şair isterse sağar” ifadenizi biraz alaycı buldum..Varsın olsun…Kör olası nefsime haddini bildirdiniz…Nefsime düşman olan, benim hakiki dostumdur…

    “Fakat muhteşem şiirinizi yüksek sesle okudum; yukarıdaki iki dize arasındaki hece sayısı oransızlığı beni tökezletti. Şiirin geneline göre de yukarıdaki beyitte birinci dize uzun, ikinci dize kısa. Ne dersiniz? ” diyorsunuz…Bilmiş olmalısınız ki halk şiirinde esas olan dizelerdeki hece sayısının birbirine eşit olmasıdır…Dizelerdeki hece sayılarını zahmet edip saymış olsaydınız hepsinin 7+7: 14 heceli olduğunu görürdünüz.Esas olan da hece sayısının eşitliği değil midir?

    “Yunusluk sizde, Molla Kasım'lık bizde üstadım.
    Belli ki çok ustasınız, fakat bir haddini bilmez Ertuğrul Kapusuzoğlu çıkar, muhteşem şiirinizdeki iki beyte itiraz eder.

    İtiraz da değil, Malkoç usta şurayı bir de şöyle düşünseydi deyiverir.
    Haddimizi bağışlarsanız destursuz giriveriyorum.” diyorsunuz…
    Girin üstadım….Bizim gönül kapımız cümle âleme ardına kadar açıktır…
    Sizin gibi Molla Kasımlar’ın başımızın üstünde yeri var…
    Böyle bir tartışma açmanız beni fevkalade memnun etti…Çünkü bu konular tartışılarak zenginleştirilir..Sizin gibi yaşı kemale ermiş ağabeylerimden öğreneceğim çok şeyler var…Eleştiri ve önerilerinize her zaman açığım…Yeriniz başım üstünde…İrtibatı koparmayalım..
    Selâm,sevgi ve muhabbetlerimle…
    Allah’a emanet olunuz…
    M.Nihat MALKOÇ
    Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

    Cevap Yaz
  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç 08.02.2005 - 00:24

    Tereciye tere

    Ulular anlatırlar ki...
    Yunus emre üç birşiir yazmış.
    Zaman geçmiş, devirler değişmiş.
    Yunus'un şiir defteri, Molla Kasım'ın eline geçmiş.
    Molla Kasım, dağlarda yürürken Yunus'un şirlerini okumaya başlamış. Sayfa sayfa okumuş, okuduğunu beğenmemiş yırtmış yırtmış atmış.
    Gitmiş havaya bin şiir.
    Sonra bir köprünün üzerine oturmuş, okuduğunu beğenmemiş, yırtmış yırtmış suya atmış.
    Gitmiş bin şiir daha.
    Tam 2001. şiire gelince Molla Kasım'in gözüne şu dizeler ilişmiş.

    Yunus bütün bunları eğri büğrü söyleme,
    Seni sigaya çeken, bir Molla Kasım gelir.

    Dizede eksiklik olabilirse de özetle böyleydi sanırım.
    Bunu gören Molla Kasım, asırlar öncesinden şiirlerinin başına gelecekleri gören Yunus'un haşmeti karşısında irkilmiş ve kalan bin şiiri korumuş, yazmış, çoğaltmış ve günümüze ulaşmasına vesile olmuş.
    Bu yüzden derler ki; Yunus'un bin şiirini havadaki kuşlar, diğer binini sudaki balıklar, kalan binini de insanlar okur.

    Yunusluk sizde, Molla Kasım'lık bizde üstadım.
    Belli ki çok ustasınız, fakat bir haddini bilmez Ertuğrul Kapusuzoğlu çıkar, muhteşem şiirinizdeki iki beyte itiraz eder.

    İtiraz da değil, Molkoç usta şurayı bir de şöyle düşünseydi deyiverir.
    Haddimizi bağışlarsanız destursuz giriveriyorum.
    ******

    Suların gölgesinde,ölüm sessizliğinde
    Hazan gelir,libastan arınırsınız dağlar

    (Dağlar ya da tabiat, hazan ile birlikte -herhalde yaprakları kastetmiş olmalısınız- soyunurlarsa da, bir libastan başka bir libasa geçmiş olmazlar mı? Libastan arınırlarsa çırıl çıplak kalırlar. Böyle olsa bile arınırsınız yerine soyunursunuz olamaz mı?)

    Şimşek çakar,gök gürler,yağmur sağar,sel olur
    Çirkin talihinize yerinirsiniz dağlar

    (Yağmur yağar mı sağar mı? Şair isterse sağar.
    Eyvallah.
    Fakat muhteşem şiirinizi yüksek sesle okudum; yukarıdaki iki dize arasındaki hece sayısı oransızlığı beni tökezletti. Şiirin geneline göre de yukarıdaki beyitte birinci dize uzun, ikinci dize kısa. Ne dersiniz?)

    Şiirinize hayran olmasam, 'böyle de düşünülemez mi' deme cesaretini gösteremezdim.

    Dedim ya, her devirde Molla Kasım'lar vardır.
    Dileyin böylece kalsın, dileyin hatırlatmalarımızı şöyle bir tartın.

    Kolay gele üstadım.
    Ellerinize sağılk.

    Ertuğrul Kapusuzoğlu


    Not: “Dağlar” isimli şiirimle ilgili sayın Ertuğrul Kapusuzoğlu’nun bu değerlendirme yazısı,kişisel e-mektup adresime gelmiştir.Önemine binaen tarafımdan,verdiğim cevap yazısıyla birlikte yorumlar sayfasına alınmıştır.(M.Nihat MALKOÇ)

    Cevap Yaz
  • Zeki Arlan
    Zeki Arlan 02.02.2005 - 18:57

    Tutkular keder olur,hevesler yanık türkü
    Sürgüne mahkûm gibi sürünürsünüz dağlar

    Tebrikler...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta