Dağınık günlerim. Gecelerin sonu yok, dipsiz kuyu gibi sürekli düşüyorum. Düştüğüm yerde batıyor tenime çakıl taşları, cam kırıkları, dikenler. Kan revan her yanım.
Öyle soyut bir karmaşa ki beynimi ele geçiren yalan desem değil gerçeğe dokunuyor, gerçek hiç değil baştan başa oyun kokuyor. Delirant bir durum içindeyim. Üç gün, üç gece göz tavanda, yaşların hızı her önüne takılanı dağıtıyor.
Sahip olduğumu sandığım her şey insafsızca çekip gidiyor. Gülümsemeler ekşi. İnandıkların direnmeye çalışıyor bir şey neye bilmiyor sanki. Gök iniyor tepeme sonra, elimden kayıyor bir sıcak kahve bardağı acıyamıyorum. Donuyor her şey, kalbim sanki dünyanın ortasında atıyor, herkes duyuyor da sevgili dediğin değersiz bir nesne halinde duymuyor.
Kendi içimde olup bitenleri yakalayamıyorum şimdi. Akıl oyuna yenildi yenilecek. Yalan diyor gözünün bebeğine inandığın ve içini çize çize sürüdüğü yüreğiyle sevgili, oysa dilim bile varmıyor şimdi sevgi içine alan kelimelere.
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız