Vaktiyle dağdaki keşiş,
Tutulmuş manastırdaki rahibeye.
Dağlar bakar kiliseye
Hadım değildir ya ne rahibe ne de keşiş.
İlişir rahibenin gözü dağdaki bu korkuluğa
Ve o da tutulmuş bu dazlağa;
“Acep varmış mıdır bu dazlak Nirvana ya
kalmış mıdır bedeninde arzu ve yürek
Varsa bir gönlü yer olabilir mi onda bana.”
“Nasıl asmalı şu dağları,
Siyah entari beyaz türbanı,
Dazlak kafa ve turuncu ihramı”
Ah dağılsa bu bedenler toz olsa,
Arınsa ruh vücuttan
Buluşsak Hades in huzurunda ve yahut arşta.
Şu gördüğüm değilse sandığım kişi de bir korkuluksa;
Bırakırım şu tanrıyı ve oğlunu,
Bir ömür ona secde ederim böylesi arzuyla .
Kayıt Tarihi : 7.2.2024 19:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Hudutsuz, şuursuz arzu...
![Yücel Edib](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/02/07/dagdaki-kesis-ve-manastirdaki-rahibe.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!