Dağcı Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Dağcı

1.

Dağcı-vazo'da pigme raksı eden
Kuğudan dem vuruyor, Viyana Çocuk Korosu:
Dayanışma Derneği'nin katkılarıyla Bremen'in,
Finanse edilen; Bremen Çalgıcıları'nın silüetinde …
Ve/ ama, sıfatınla anlam bulman için
Çok yakın bir eşik, geldiğin yol kuğuya
Tabiatıyla hitabeden en tanıdık beşik! ! !

2.

Kötü bir dağcı, kanatıyor, kayaları!
Tüm teçhizatı var ama, kanatıyor kayaları:
Tüm teçhizatı var ama, çıkmaya devam ediyor!
Var tüm teçhizatı, ama diretiyor!
Tüm gereçleri var ama, bırakmıyor!
Ancak sızlanmıyor da: feryat ediyor;
Yeri, göğü, inim inim inletiyor! !

Bu böğrüşlerde:
… Doğası-beceriksizim-bir dağcı, kanatıyor,..kayaları!
Onun miğferi, aleti ve edevatı;
Sözüyse onun, er sözü -
Gerçeğinden fakat: gerçek bir Hipokrat yemini! ..
Kalleşliğin kurşuna dizilişinin, şanlı şehitliğin;
Erbunak savaşın..

*

Onun miğferi, aleti ve edevatı:
Asla düşemez, dağdan; düşürülmez:
Yüreği onun; oysa, kendi yüreği! !

Dağların çene kemiği,
Parmakları, yok edici mengene elin;
Diğer beşi’yle masada kenetlenen
Ve düşünen bir filozofun büstü,
Bu kuğu gövdesindeki baş -
Bulutları seyrediyor gözlerden teki,
Öteki bakarken, kazık çaktığı taşlara
-Ve dağa, yine de
Çıkmaya devam ettiği sezilen!

3.

Arz ile gökyüzünün birleştiği
Bir noktanın, yaşayanları sabitlemeye
Böylesine kazık çakışı mı;
Bu kuğuya, esas,
Kayalara kazık vurdurandı? ?
Ama, onun tek gözü;
O gözü bulutta, kirişteydi diğeri!
Farkındaydı, edevat hileliydi!
'Açık olan' yegane 'pencere': *
Koş, oraya!
Kapalı olmayan tek yer orası olsa da;
Orası, açık olan tek izbe, karşında -
Bu doku, her organizmayı kabullenmez
-Özel bir olasılık karmaşası duyumsanır
Bu gölgesinde düzlemin ve o havada!
Her an, ama yanımızda …

(İşte 'hareketli göğün eteğine çivi-o dolunay' -
Kekik esansını harekete geçir, yarasa kurusunda
Alacakara kök vermeyenin, kaşık kaşık besleyenin!
Bu kösele; dalgalanmaya doğru! bin katıyla kös bakışlı yele:
Şato, dağın tepesinde;
Bekliyor seni: Zirve, senin izdüşümün’ün ensesinde!
Tek -bekliyor- emrini!
Ama adımlarını devamlı sıkıştıran sen, *
Sen! veremedin bir emri,
Veremezdin; ah geviş getiren!)

*

Sanki, dağ ve dağ, fakat ikisi de aynı şey:
Verdiğin izin nağmeleri adına, yağmur yanı başımızda!
Başımızda ve yanımızda ve baş ağrısı, yanımızdayken...
Fakat çorak, soğuk hava adına, yukarıda; su, taşa işler!

Karmaşıklaştıkça bize basitleşen, buna bile rağmen -
Çünkü 'ters eğrisiyle burgaca alan, zamanın-diğer göçer-göbeği'ni..
; Ama riyakar -oto şifresi, masumiyetten türetilen!

-

açıklama:

Sıkıştıran: sıklaştıran
'Açık pencere' olgusunu, özel bir hikayeden esinlendim

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 6.9.2004 16:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Bardakçı
    Mehmet Bardakçı

    Ah o öyküyü ben de bilseydim..dedim
    Tebrikler..


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça